bugün
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi17
- sokak hayvanları uyutulacak74
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor13
- online 28 yazar şu an ne yapıyor16
- neden yazarlık yapıyorsunuz15
- bir kadın nasıl susturulur27
- yaya geçidinde kendini yola atan alman11
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı16
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- namaz kılan kemalist fayda görür mü10
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat20
- en son ne yediniz8
- iremga'yı taşlamak17
- mert hakan yandaş20
- türkiye fakirse halk neden obez37
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor28
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler9
- lise eteğini saklayan hatun13
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı16
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- türk kızları neden gülümsemiyor14
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması9
- geldi yine deli9
- sokak köpeklerini çin'e ihraç etmek12
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar15
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı25
- icardi190518
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
- 6 ayda yazılımcı olmak10
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- bik bik için diktiğim etek17
- insan olmaya ceyrek kala8
- galatasaray13
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması11
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı8
Ağustos kuşları
Derin, saf, mavi bir gökyüzünde kara noktalardan oluşmuş kıpırtılı kara bir yumak helezonlar çizerek dönüyor.
Onlara bakıyorum.
Bir ucundan katılan kalabalık ve karışık siyah noktalarla büyüyen yumak diğer ucundan zarif ve düzenli bir ok gibi çıkarak maviliğin içlerine doğru uçuyor.
Gidiyorlar.
Onlara bakıyorum.
Garip bir hüzünle bakıyorum onlara.
Bir şeyin bittiğini söylüyorlar bana.
Başka bir şeyin başlayacağını da.
Onlar gittikten sonra bir zaman boş kalacak o saf mavilik.
Bilmediği bir şeyi özler gibi bomboş bekleyecek.
Ayrıldığımız sevdiklerimizle, buluşacağımız ve henüz kim olduklarını bilmediğimiz seveceklerimiz arasındaki o kederli, yalnız ve yalnızlığında gizli ümitlerle beklentiler taşıyan boşluk.
Uzaklaşanları görüyoruz, anıları taze.
Tanıyoruz gidenleri.
O berrak mavilik bir zaman sonra yeni kuşlar bulacak, ışıkları değişecek, bulutları, yağmurları, sonbaharla şeffaflaşmış güneşleri olacak.
Yaşanmış olanlardan kopmak zor.
Yaşanacak olanları beklemek heyecanlı.
ikisinin arasında, derin ve yalnız bir gökyüzü gibi hüzünlü bir boşluk var.
içinden geçilmesi en zor olan zaman.
Kendi boşluğuyla daralmış o kederli ruh nasıl da gidenleri yakalamak, geçmişe tutunmak ister.
Nasıl da hüzünle bakar gitme vakti gelenlere.
Ne çok insan, böyle bir kederli boşlukta, geleceği beklemeye sabrı ve gücü yetmediğinden yanlış bir karar verip geçmişi yaşatmaya çalıştı.
Halbuki kural ne kadar açık.
Gitme vakti gelen gidecek.
Boş bir gökyüzü gibi gelecek olanları bekleyeceksin.
Kederle, hüzünle ve sabırla.
Gitmenin bir mevsimi var.
Gelecek olanları karşılamanın bir mevsimi.
Bir mevsimi var boş bir gökyüzü gibi beklemenin.
Gidenleri biliyoruz.
Sesleri, fısıltıları, kokuları, gülüşleri ne kadar da tanıdık, ne kadar yakın.
Bize değdikleri yerleri kopartacaklar giderken.
Kopmanın sancısını duyacağız.
Kuşlarını yitirmiş bir gökyüzü gibi kendi acısıyla yankılanacak içimiz.
Bir zaman, sonsuza dek öyle bomboş kalacağından korkacak.
Sonra tek tük yeni kuşlar gelecek.
Sonra değişik ötüşleri olan dağınık sürüler.
Bulutlar, yağmurlar, yeni ışıklar, şeffaflaşmış güneşler.
Gelecek olanları tanımıyoruz.
Yüzleri nasıl, sesleri nasıl, kokuları nasıl bilmiyoruz, üzülünce nasıl bakıyorlar, sevinince nasıl, bilmiyoruz.
Yeni gülüşlere alışacağız. Yeni dokunuşlara.
Sözcüklerin bir başka biçimde söylenebileceğini de göreceğiz. Şu anda hiç tanımadığımız bir beden birkaç ay sonra sıcak bir sokulganlıkla yanımıza uzandığında, bir yabancıdan bir sevgili yaratan bu tabiata şaşacağız.
Giden kuşlara bakıyorum hüzünle.
Süzülerek uzaklaşıyorlar.
Gitmenin bir mevsimi var.
Gelecek olanları karşılamanın bir mevsimi.
Bir mevsimi var bomboş bir gökyüzü gibi beklemenin.
Niceleri, bomboş bir gökyüzü gibi durmanın azabına dayanamadığından gidenleri yolundan döndürdü.
Ölü kuşları oldu onların.
Ölü kuşlarla doldu mavilikleri.
Derin, saf, boş bir gökyüzü gibi kederle durun.
Gelecekler.
Yeni sesleri, yeni kokuları, yeni dokunuşlarıyla gelecekler.
Sözcüklerin başka türlü söylenebileceğini de öğreneceksiniz.
Her kederden bir ümide kapı açan bu tuhaf tabiata şaşacaksınız.
Unutmayın, gitmenin bir mevsimi var.
Gelecekleri beklemenin bir mevsimi.
Bir mevsimi var bomboş bir gökyüzü gibi durmanın.
Gelenler, sadece beklemesini bilenlere geliyor.
Bekleyin...
Gelecekler.
AHMET ALTAN
Derin, saf, mavi bir gökyüzünde kara noktalardan oluşmuş kıpırtılı kara bir yumak helezonlar çizerek dönüyor.
Onlara bakıyorum.
Bir ucundan katılan kalabalık ve karışık siyah noktalarla büyüyen yumak diğer ucundan zarif ve düzenli bir ok gibi çıkarak maviliğin içlerine doğru uçuyor.
Gidiyorlar.
Onlara bakıyorum.
Garip bir hüzünle bakıyorum onlara.
Bir şeyin bittiğini söylüyorlar bana.
Başka bir şeyin başlayacağını da.
Onlar gittikten sonra bir zaman boş kalacak o saf mavilik.
Bilmediği bir şeyi özler gibi bomboş bekleyecek.
Ayrıldığımız sevdiklerimizle, buluşacağımız ve henüz kim olduklarını bilmediğimiz seveceklerimiz arasındaki o kederli, yalnız ve yalnızlığında gizli ümitlerle beklentiler taşıyan boşluk.
Uzaklaşanları görüyoruz, anıları taze.
Tanıyoruz gidenleri.
O berrak mavilik bir zaman sonra yeni kuşlar bulacak, ışıkları değişecek, bulutları, yağmurları, sonbaharla şeffaflaşmış güneşleri olacak.
Yaşanmış olanlardan kopmak zor.
Yaşanacak olanları beklemek heyecanlı.
ikisinin arasında, derin ve yalnız bir gökyüzü gibi hüzünlü bir boşluk var.
içinden geçilmesi en zor olan zaman.
Kendi boşluğuyla daralmış o kederli ruh nasıl da gidenleri yakalamak, geçmişe tutunmak ister.
Nasıl da hüzünle bakar gitme vakti gelenlere.
Ne çok insan, böyle bir kederli boşlukta, geleceği beklemeye sabrı ve gücü yetmediğinden yanlış bir karar verip geçmişi yaşatmaya çalıştı.
Halbuki kural ne kadar açık.
Gitme vakti gelen gidecek.
Boş bir gökyüzü gibi gelecek olanları bekleyeceksin.
Kederle, hüzünle ve sabırla.
Gitmenin bir mevsimi var.
Gelecek olanları karşılamanın bir mevsimi.
Bir mevsimi var boş bir gökyüzü gibi beklemenin.
Gidenleri biliyoruz.
Sesleri, fısıltıları, kokuları, gülüşleri ne kadar da tanıdık, ne kadar yakın.
Bize değdikleri yerleri kopartacaklar giderken.
Kopmanın sancısını duyacağız.
Kuşlarını yitirmiş bir gökyüzü gibi kendi acısıyla yankılanacak içimiz.
Bir zaman, sonsuza dek öyle bomboş kalacağından korkacak.
Sonra tek tük yeni kuşlar gelecek.
Sonra değişik ötüşleri olan dağınık sürüler.
Bulutlar, yağmurlar, yeni ışıklar, şeffaflaşmış güneşler.
Gelecek olanları tanımıyoruz.
Yüzleri nasıl, sesleri nasıl, kokuları nasıl bilmiyoruz, üzülünce nasıl bakıyorlar, sevinince nasıl, bilmiyoruz.
Yeni gülüşlere alışacağız. Yeni dokunuşlara.
Sözcüklerin bir başka biçimde söylenebileceğini de göreceğiz. Şu anda hiç tanımadığımız bir beden birkaç ay sonra sıcak bir sokulganlıkla yanımıza uzandığında, bir yabancıdan bir sevgili yaratan bu tabiata şaşacağız.
Giden kuşlara bakıyorum hüzünle.
Süzülerek uzaklaşıyorlar.
Gitmenin bir mevsimi var.
Gelecek olanları karşılamanın bir mevsimi.
Bir mevsimi var bomboş bir gökyüzü gibi beklemenin.
Niceleri, bomboş bir gökyüzü gibi durmanın azabına dayanamadığından gidenleri yolundan döndürdü.
Ölü kuşları oldu onların.
Ölü kuşlarla doldu mavilikleri.
Derin, saf, boş bir gökyüzü gibi kederle durun.
Gelecekler.
Yeni sesleri, yeni kokuları, yeni dokunuşlarıyla gelecekler.
Sözcüklerin başka türlü söylenebileceğini de öğreneceksiniz.
Her kederden bir ümide kapı açan bu tuhaf tabiata şaşacaksınız.
Unutmayın, gitmenin bir mevsimi var.
Gelecekleri beklemenin bir mevsimi.
Bir mevsimi var bomboş bir gökyüzü gibi durmanın.
Gelenler, sadece beklemesini bilenlere geliyor.
Bekleyin...
Gelecekler.
AHMET ALTAN
güncel Önemli Başlıklar