bugün

bir film veyahutta işkence türüdür. zuhal olcay dönemi ile başlamıştır..bir kadının 8 katlı bir apartmanda merdivenleri ağır ağır çıkmasını izledikten sonra yukarıya vardığında "bulutsuz günleri özledim" vs. gibi bir lakırdı sarfetmesiyle karnınıza bir ağrı saplanır...bu filmlerin en önemli özelliği karakterlerin ve yönetmenin kafa zil zurnayken bu işe kalkışmış olmasıdır..mesela kadir inanırın senfoni orkestrası şefi olduğu bi tane vardı ki -ismini hatırlamıyorum- belki de unutmak istiyorum. bu filmlerin bir yerinde mutlaka bir öğretmen vs. sınıfta ders anlatırken gösterilir ve " işte soyut düşüncenin ve estetiğin var oluşu nedeniyle üzerimizdeki politik baskılar" vs gibi bir laf ettirilerek meşaz veren film olma özelliği de kazandırılır..aslında yılmaz güney, ömer kavur gibi ustaların hamşolar tarafından taklit edilmesiyle ortaya çıkmış bir garabedir.
evet..eğer bir filmde az konuşma varsa, beyoğlunda eski bir apartmanda merdivenden çıkma sahnesi varsa, ve önemlisi karakter zırt pırt koyun gibi bakıyorsa hemen bu filmin "adamını kafasını büst gibi yapan filmler" den olduğunu çakozlayıp araziye uymamız gerekmektedir..