bugün

her insanın dogasında var olan duygu. kotunun cezalandırılması, iyinin odullendirilmesi esasına dayanır. en alevlendigi nokta haksızlıga ugradıgımızı dusundugumuz anda ortaya cıkar.

hem toplumsal hem de bireysel olarak var olan bir duygudur. sadece kendisini dusunen insanlarda, bana dokunmayan yılan bin yıl yasasın mantıgıyla yasayanlarda cok baskın degildir toplumsal olan adalet hissi.

fakat bazı durumlarda insanı yorar. zira adalet garip bir kavramdır. haksızlıga ugramıssanız ve adalet hissi doruk noktasındaysa sizde hukuk'un cozum olacagını dusunursunuz ilk olarak, lakin hukuk her sartta adalet saglamaz. farklı kavramlardır bunlar.
bir kişide ya da bir toplumda bu his zedelendikten sonra hiçbir şeyin dönüşü olmaz.
Bir insan ancak adalet hissiyle hareket ettiğinde delikanlı ve dürüst olabiliyor ama siktiğimin ülkesinde zerre miskal yok.

Ben adaletli olmak için torpille işe girmeyi reddediyorum ama bu kahpe toplum benim açlık sefalet içinde sürünmemi gayet iyi bir şey olarak görüp düşenin dostu olmaz sözünü ispat ederek benimle irtibatı kesiyor.

Bu toplum zalim ve orospu. Günü gelir birine günü gelir diğerine verir götünü bu düzen değişmez.
asla tek kişi ya da kitleye ait değildir.