bugün

artık gücünüz yetmez olur çekilen acılara, hayatınızı anlamlı kılan insan gitmiştir ve size sadece gittiği yöne bakarak "gitme, kal" demek kalır... ama "o" gider, çünkü; böyle olması gerekiyordur... çünkü; zamanı gelmiş ayrılıkları hiçbir güç engelleyemez... size ise acılarınızla mucadele etmek kalır...

sonra bir gün, özgürlüğün en güzel tanımı olan gökyüzü yetişir imdadımıza... acılarımızı çıkarıp cebimizden uçurtma yaparız... gökyüzünde yok olmasını hayal ederek, bulutlara değmesiniz isteriz, sonra yağmur olup yağmasını tekrardan üstümüze... hayallerimizle sıkı sıkıya bağlarız acılarımız, tüm anlamlarımıza dolayıp hayallerimizden oluşan ip havalandırırız acılarımızı...

kurtulmuş oluruz ya da kendimizi kandırırız... anlamlarımıza doladığımız hayallerimize bağlı acılarım artık gökyüzünün ve birazdan yağmur olup yağacak sizin, benim ve "o" gidenin üstüne...
(bkz: 90 derece uçurtması)
(bkz: 120 derecelik eş kenar üçgen uçurtması)
(bkz: dar açılı uçurtma)
aynı zamanda
(bkz: duygusal entry girmek)
(bkz: uzun entry girmek)
(bkz: hem duygusal hem uzun entry girmek)

ve son olarak bir not: *

edit: * * * *
bir gün sevgilinizle kavuştuğunuzda bir uçurtma yaparsınız.led ışıklarla süsleyip geceleyin uçurursunuz.yıldızlarla birlikte parlar gökyüzünde. geçmişteki tüm sıkıntılarınızı, acılarınızı o uçurtmaya birlikte bırakırsız ve hepsi gökyüzünde kaybolup gider.
tüm kötü anılar yazılır kağıda ve asılır uçurtmaya tek ya da değil bir şekilde uçurulur o uçurtma.

tanım: naifliği kaybetmeden önce yapılan huzurlu iştir.