bugün

gerçekçilik her zaman öndedir. eğer insan gerçeği farklılaştırıp yanlış yöne çekerse buna verdiği tepki saçma olur.
acı hisseden biri o acıyı teselli etmeyecek ve o acının etkisiyle gidip gerçekçi çözümler üretecek.
boş saçmalıklarla tatmin olmaksa gerçek için ölmek yerindedir.

mesela şöyle düşünebiliriz: biri camları dökük bir harabede kış günü tam ortada otursun. bu insan sıcağı hayal etsin. şimdi bu insanın götünün donacağı gerçeği değişir mi?
tabi hayır. götü donacak ki, kalkıp gitsin ve o yerden kurtulsun. götünün donduğunu başka şeylerle teselli etmeyecek yani. aksi halde götü donar ve bu gerçekçi olmaz. belki de ölür.
Evet çünkü sonradan öğrenilen gerçek, daha önce söylenmiş bir yalanın göstergesidir. Söylenmesi gerekeni söylememek de yalandan farksızdır, bunu da baştan söyleyelim.

Kendi işimden örnek vereyim; 6 aylık ömrü kalmış bir kanser hastası var. Adama hastalığını söylesek, belki bunalacak ve depresyona girecek. Ama yine de gerçeği söylemek zorundayız. Neden mi?

çünkü son 6 aylık ömründe insan, söylemek istediklerini söyleyecek, yapmak istediklerini yapacak. Belki hoşlandığı birine sevgisini itiraf edecek. Belki nefret ettiği kişilere kırgınlık sebebini söyleyecek. Belki de vasiyet yazacak. Neden yalan söylerek veya gerçeği gizleyerek bu hakkından yoksun bırakalım ki?

Bu olayın basit bir yönü. Basit gördüğünüz bir yalan yüzünden insanın hayatını mahvedebiliyorsunuz. Dürüstlüğüz yüzünden belki dostunuz kalmayabilir, belki çok zor durumlara düşüp sert tepkiler yersiniz. Ama iç huzurunuz için bu şart. Gerçek bu.
gerçekler acıdır fakat yararlıdır. kimin ne halt olduğunu anlarsınız. götürüsü çoktur ama sağlam getirisi vardır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar