bugün

türkiye'nin 3 yıllık abd ihracatı geliriyle facebook'u satın alıp dünyayı ele geçirebileceğinin bir göstergesi.
abd'nin trilyon doları bulan ürün alımına rağmen , startejik ortağı olduğu söylediği türkiye'den sadece 5 milyar dolarlık ürün almasıdır.
göz boyama olarak düşünülebilir. siyasetçilerimizin amerikayla sıkı ilişkileri açıklamak için en çok ihracat masalını anlatmasının gösterilebilicek kanıtıdır.
sanki dış alımları özel firmalar değil de devlet kendisi yapıyormuş gibi düşünenlerin yadırgadığı durumdur. devletin mal alımı nedir yaa? yap kaliteli malı uygun fiyata, senin malın da alınsın.
olay stratejik ortaklık vs. den geçse, devlet alım yapıyor olsa abd en başta çin'den mal almazdı. fakat şu anda abd ithalatının büyük bölümü çin'den gerçekleşmektedir.

(bkz: olayları kavrayamamak)
ABD'den direkt ithalatımızın da o seviyelerde olduğu düşünülürse (düzensiz şekilde yapılan askeri ihaleleri saymıyorum) normal olan durumdur. ABD ile ticari anlamda hiçbir zaman aman aman bir ilişkimiz olmamıştır. Halen ve yıllardır dış ticaretimizin en fazla olduğu ülke Almanya'dır. *
neye istinaden abd'nin dış alımının devlet kendisi yapıyormuş gibi düşenenlerin olduğunun belirtilmesi anlaşılamamıştır.

ancak bilinir ki devletler bu konularda yönlendirici olabilmektedir ya da ürünlere kota koyabilmektedir.

abd'nin 2007 yılında yaklaşık 2 trilyon dolarık ürün alımından sadece 5 milyar dolarlık ürün alması dikkat çekicidir. ( dikkat edilirse türkiye gsmh'nın neredeyse 3 katı ürün alımı yapmakta )

ayrıca türkiye dünyanın birçok ülkesine 125 milyar dolarlık ihracat yapmaktadır bu ürünlerin kalitesinde veya fiyatında problem olsa 125 miyar dolarlık ihracat nasıl gerçekleşir. çin ile karşılaştırılması da anlaşılamamıştır.
halen daha ihaleyle kotayla karıştırıldığı için anlaşılamamış durumdur. abd kota koysa uzak doğu ürünlerine kota koyardı desek de derdimizi anlatamamışızdır.
türkiye'nin dünyanın birçok ülkesine 125 milyar dolar ihracat yapması ile abd'ye yapılan ihracatın 5 milyar dolarda kalması arasında ne bağlantı vardır onu çözmek ise imkansızdır. suriye için, tunus için, estonya için kaliteli olan ürün abd için, fransa için de kaliteli midir yani? tüm dünya stabil ve standart bir piyasa düzleminde midir? ya da almanya için, irlanda için fiyatı uygun olan ürün hindistan için de uygun mudur? dahası bu pazarların içinde bulundukları serbest ticaret alanlarının*, bundan doğan ikili ve çoklu anlaşmaların, uzakdoğu pazarına fiziksel yakınlıklarının netice ve etkileri hiç mi düşünülmez.
daha daha dahası satın alınmak istenen ürün grupları satıcı ülkenin üretim grubuna uzak olamaz mı?

önce bunların yanıtını bulmak sonra yorum yapmak gerekir...
(bkz: ihrac edecegimiz mal var da etmedik mi)
(bkz: ne urettik ne satacagiz)
(bkz: emperyalistler mal almaz mal satar)
bizim 5 milyar dolar ihtiyacımızın her geçen gün banka faizi gibi artması sonucu önümüzdeki sene katlanması beklenmektedir. ayrıca hiçbir zaman düze çıkamayacağımız için 5 milyar dolar fena rakam değildir.
stratejik ortaktan sadece 5 milyar dolarlık ürün almak.