bugün

mesele sporcu yetiştirmek değil. önce sporcuyu yetiştireni yetiştirmek lâzım. bizdeki antrenörlerin hemen hepsi yetersiz. ne yaptıklarının farkında değil. tamam mı? iddia ediyorum böyle.

pos bıyıklı, yarım dünya göbeği olan, bildiği pavyon badigardı tipli heriflerin yetiştirdiği sporcuların nesinden hayır bekliyorsunuz? bunların güncelden, teknolojiden, çağdaş sporun bulunduğu konumdan, efendime söyliyim yeni antrenman tekniklerinden falan haberi yok ki.

bunların çoğu --kimse kusura bakmasın ben bunlara hoca/antrenör falan demem-- daha hangi ilaç doping etkisi yaratır, hangisi yasaklı listede, onu bile bilmiyor.

yemin ediyorum tüm olimpik branşların yönetim ve teknik kadrosunun hâli içler acısı. sporcu olmayan, spordan anlamayan, hattâ sporla ilgisi olmayan herif federasyon başkanı yapılıyor bu memlekette. daha ne diyeyim?

40 yılda bir naim süleymanoğlu, halil mutlu(kaldı ki bunlar da temeli bulgar'dan aldılar) tamamen bireysel mükemmellikleriyle ortalığı inlettiler diye halterde süper ülke sandık kendimizi. alâkası yok hâlbuki.

40 yılda bir süreyya ayhan diye bi atlet çıkardık. onu da yukarıda bahsettiğim gibi biri mahvetti.

yok birader... ben sporcularda zerre kabahat bulmuyorum. bu memlekette sporcu var ama sporcu yetiştirecek adam yok. önce bunları yetiştirmek gerek. yok yetiştiremiyorsak dışarıdan parasını verip almak gerek. bu kadar basit...
Beden egitimi dersini son 2 saate atıp bu derslerde de cogunca ÖSS var SBS yaklaştı vs. deyip test çözdurten öğretmenlerin ürünüdür.
Olimpiyatlardaki başarısızlığı "Ergenekon"a bağlayanların, seks hayatlarındaki başarısızlıkları "Kürt Sorunu"na bağlamalarını bekliyorum.
doğaldır. zira bakkala ekmek almaya gitmeye üşenen bi ülkeyiz.
adam yetişmediği içindir.zira herşeyden önce adam yetiştirmek lazımdır.
türk genci performans gerektiren durumları yatağa saklıyor da ondan.

ayrıca hindistan, çin gibi nüfus konusunda tavan yapan ülkelerinde bazı spor branşlarında sporcu yetiştiremediklerini görüyoruz.
ha bir de düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam, pc ve çizgi film merakının küçüklerimizi alıp götürmesi sonucu meydana gelir.
doktorluğun kutsal bir meslek olduğu takıntısı ile önümüzün alınması sonucu genelde ortaya çıkıyor. tamam kutsal bir meslek, hatta çok uzun bir süre hayallerimdeydi ama spor apayrı bir şey, zevki tamamen başka, bambaşka. yine de o kadar emek verip okuduk, ne basamaklar tırmandık, doktorluk geri tepilmez gibi görünüyor olabilir. hayırlısı neyse o olsun.
başarılı olsalar başarıları siyasi malzeme olacak, kendilerinden çok siyasilere maledilecek olması da etken olabilir.
normaldir.
2 milyarlık çin futbol da yok.
belki sporcu yetiştirmemeye programlıdır.
Beden egitimi dersinde matematik çözülürse olacağı budur.
3 yanında 4 deniz olan ülkede adamakıllı yüzücü sayısının 1 elin parmaklarını geçmemesidir..
işte bu yorum yüzündendir. evet sen yorum yapan, sen lan sen. lan emre'ye sahip çıktın mı sen? burak yılmaz'a niye küfür ediyorsun ? arDA'NIN DÜNYA çapında olduğunu tüm dünya kabul etti. ''götü kalktı'' diyen sen değil misin ? süreyya ayhan rekorları kırarken. ''DOPiNG YAPMIŞ OROSPU'' DiYORDUN. YOK ARKADAŞ ÜLKEDE SPORCU YETiŞiYOR ama sen izin vermiyorsun. çünkü en iyi yorumcular bizim ülkede, her şeyi bilen bizde. lan adamların kişiliğine laf atan sensin ama arda gece çorba içmesin. burak kendini atmasın. emre basın trübüne hareket çekmesin. servet burnunu silmesin yok ebenin. ama sen tribünden saydır egemen'iN ANASINA derya büyükuncu'YLA DALGA GEÇ her sene katılıyor da ne oluyor diye. hiç bir yerde ahlak yok bir sporcular ahlaklı olsun. iyi o zaman çin'in madalyalarını lammpard'IN PASLARINI iZLE. EN AHLAKLI LAMPARD şampiyon liverpol...
(bkz: 75 milyonluk ülkede sadece patates yetişmesi)
bizim 15 katımız nüfusa sahip 1 milyarlık hindistan sporda bizdende geridedir, yani bunda hiçte abartılacak bir yan yoktur. eğer şartlar sporcu yetiştirmeye uygun değilse ve spora gereken önem verilmiyorsa bundan doğal birşey yoktur. olimpiyatlardan ayrı bir öneme sahip olan basketbol ve futboldada hindistan bizden çok geridedir, çok acı bir durum olsada bundan bu spor hususunda bilgisiz kafa yapısıyla yakınmak ülke sporunu ileriyi geçtim ileride yanlış uygulamalara yol açacağından geriye götürür.
uefa kupasını alan takımdaki oyuncuların ilk 11 de 7 altyapı oyuncusu olduğunu bilmeyenlerin yine paranoyak fenerbahçe taraftarı rolünü başarı ile sergilemesine de ön ayak olan söylemdir.

oysa yetişiyor ama yetiştirilemiyor.
tamamen zihniyet sorunudur. bir şekilde başarı yakalamış türk sporcuların röportajlarını dinleyin. en basitinden nevin yanıt reklamlarda anlatıyor. tuvalet koridorlarında antrenman yaptım diyor be arkadaş! eşref apak'tı sanırım, çekiç atmacı. ana haber bülteninde haber oldu. çalışma şartları içler acısı. naim süleymanoğlu, halil mutlu ve bunların yolundan giden haltercilerin de geldiği yerler tahmin ediyorum ki öyledir. sırıkla atlamacı var mı bilmiyorum mesela. sebebi kaliteli sırık alamaması olabilir. ya da çıtayı geçtikten sonra düşeceği minderi yoktur. yüksek atlamacı da öyle. derya büyükuncu'dan başka yüzücü yok neredeyse. hem de 3 tarafı denizlerle çevrili ülkede. o da sondan 3. oluyor. hale bak. velhasıl; türk sporcuların ne doğru düzgün çalışacağı alanlar ne de onları doğru düzgün çalıştıracak antrenörleri var. devşirerek değil, imkanları arttırarak bir yerlere gelebiliriz. şike davasıyla kafayı bozan spor alanındaki yetkililere sesleniyorum, duyan var mı sesimi? sanmam.

ama bir küfür etsem şöyle en ağırından; bak o zaman nasıl duyulur sesim. anında gelir alırlar. nasıl iştir bu, anlamadım arkadaş.
200.000.000'luk endonezya'nın dahi yapamadığı bir şeyi yapmaya çalışmanın manasızlığını gösterir.

yeteneksiz bir milletiz işte. anlamıyor musunuz? yok. toplu oyunlar haricinde pek bir başarımız yok. halter ve güreşimiz vardı bundan 10 sene öncesine kadar; artık onlar da yok. elin memleketlerinden atlet devrişiriyoruz.

kendi sporcumuza harcayacağımız parayı, sağa sola saçıyoruz. 15 milyon euro'ya transfer yapan futbol takımlarımız var. 2 transfer yapmayıp parayı havuz atsalar da ülkenin bu yönü gelişse? fena mı olur?
sporculara gereken destek verilmediğinden aileler tarafından aman ne sporu aç mı gezsin sonra diye düşünülmektedir. bu şekilde düşünülme grubunda tiyatrocu yada sanatçılardan sonra sporcular gelmektedir.
önemli olanın sayı değil nitelik olduğunu gösteren durumdur.

olimpiyatları ısrarla izliyoruz.
gelecek kaygısı ile açıklanacak sebeptir. başka sebepler hikayedir arkadaş.
en büyük sebebi muhafazakar bir ülke olmamızdandır. her şeyi buna bağlıyor diyeceksiniz ama başarılı ülkeleri bir tarayın isterseniz.

zaten 'vay efendim şortla baldırı çıplak çıkıyorlar, bizi çıplak temsil ediyorlar' gibi 11. yüzyıl kafasını 2012'de sürdüren bir millet değil olimpiyatlarda başarı; bir kuru ekmek bile hak etmiyor.
millet olarak çok osbir çekmemizden, fazla sevişmemizden kaynaklanan bir şey. hal, takat kalmıyor tabi... haftada en fazla 3 defa gençler... bokunu çıkarmayın.
türkiyede sporcuya verilen değer adı altında, sporcuya değer verilmemesidir.
işini doğru, dürüst yapan o kadar çok sporcu var ki hani arkasında değer verecek biri.
hep sözde, hep lafta.
eğitim sisteminde beden eğitimi her öğrenciye beş verilirse ne spor kalır ne sporcu.
önce eğitim sisteminde çocukların hangi spora yatkınlığı varsa saptanmalı, sonra o spora yönlendirilmeli.
koş babam koş!
al sana beş!
geçtin!