bugün

günün zirvesidir.
sanat sanat için midir ? yoksa toplum için mi ? konusu çözüme kavuşacaktır. Zaten ilerleyen saatlerde eski günler anılacak alkolün etkisiyle,
Ben gelmeye çalışacağım. Antibiyotik kulandığım için muhtemelen alkolün dibine dibine vuramayacağım. Ama eşlik edicem olum size zirvesi olacaktır.
(bkz: içsinler efendim)
bu akşam saatlerinde gerçekleşecek olan zirvedir. bendeniz ve saz arkadaşlarım roketatar ramazan ve revolter00 beraber geleceğiz. ayrıca bir dedikoduya göre roketatar ramazan yazarı sözlük için yaptığı yeni eseri, ilk kez bu zirvede diğer yazarlarla paylaşmayı planlamaktaymış. *
dışardan arkadaşımla uzaktan pelerinimizle izleyip sonrasında görünmez olacağımız zirvedir. içelim, içirelim, istanbul kimseye kalmaz.
istediğim halde gidemiyorum ben bu zirveye.
evet bildiğin gidemiyorum. her şeyi göze almıştım oysaki, 1 saatliğine de olsa gidecek ortamdaki sözlük yazarlarının burnundan getirecektim. zirveye geldiklerine öyle pişman edecektim, öyle pişman edecektim kiii.. zirve yerini benden önce terketmek zorunda kalacaklardı. benim de gözüm geride, aklım yazarlarda kalmayacaktı. planımı yapmış, hazırlığımı tamamlamıştım.

bayram arefesindeki çocuklar gibi heyecanla dolup taşıyordum, en sevdiğim papuçlarımı, bayramlık tadındaki kıyafetlerimi başucuma koymuştum. ama herzamanki gibi atladığım, unuttuğum, es geçtiğim, aklımdan çıkan birşey vardı.
ben griptim. bildiğimiz grip ama. kuş, domuz, tavuk, kıl, tüy gribi değil. akla ilk gelen haliyle grip. belki de nezle. aynı şeyi mi temsil ediyorlar bilmiyorum. bildiğim tek şey, hasta olduğumdu.

ayy inanır mısınız, burnum dahi akıyordu! ne kadar saçma ama değil mi? sana aylar öncesinden şu günde şu saatte zirve yapıyoruz diye haber etsinler, zirve gününe kadar kendilerini paralasınlar sen son gün hasta ol. üstelikte grip. burnun aksın böyle şıp şıp. ayy olacak iş mi bu dedim? dalga geçer gibi. insan hiç mi dikkat etmez kendine en azından zirvenin hatrı için yauuvv. sonra ne halin varsa gör yine. sizleri kendimden, kendimi zirveden mahrum bıraktığım için asla affetmicem dayanıksız bünyemi. her sene bugünü hatırlayarak gözyaşı dökeceğim. allah kimseyi say you miss me gibi yapmasın. amin.

hıı bu arada, o kadar dua ettim hava bozsun, fırtına çıksın, şimşekler çaksın falan diye ama nafile.. güneş bile açtı yaa, hep varya hep bana gıcıklık olsun diye. kendime iyi bakmadım yaaa dikkat etmeyip üşüttüm yaaa rabbim cezalandırıyo beni. ohh olsun ama bana. allah daha beter yapsın beni. çatır çatır çatlatsın kıskançlıktan.
kulaklarımdan sözlüğe çivileyin beni. valla bak çok ciddiyim.
poisonx le beraber evdeki inşaat halinin devam etmesi ve edecek olması nedeniyle gecikmeli olarak katılacağımız ama ne olursa olsun kaçırmamayı planladığımız güzide zirvedir.
finalleri bitirip de memlekete geldiğim araya denk gelmiş zirvedir. ocak yerine mart ya da nisan gibi yapılması gerekirdi bence. ne finali olan olurdu ne de tatili olan. sağlık olsun artık, herkese iyi eğlenceler.
an itibari ile yavaş yavaş ortamın ısındığı, şapkalı garsonun yazarlara ayar ustune ayar vermekte oldugu zirve.

edit:garson değil imiş saipsiz imiş. ben de diyodum ulan bizim biralar niye gelmiyor?
Aç, aç ile devam eden zirve. Süper eğleniyoz.
benim henüz bugün haberimin olduğu zirve. nerdesiniz lan?*

edit: yalnız değilmişim. ühüüü! (#7166879)
bu saate kadar hiç ses seda çıkmadı. ortada büyük bir fiyasko var gibi.
öncelikle, mekan çok kötüydü. yazarların yarısı dışarıda yarısı da içerideydi. saçma bulduğum bir "garsonculuk" oyunu yüzünden çok sohbet etmek istediğim bir yazarla 2 kelam edemedik. ama sevdiğim birçok yazarla da özlem giderme fısatı buldum.

lan o değil de, daha birkaç ay öncesine kadar "şeftali gibi amcüüümü sikecüler" diye sözlüğü ayağa kaldıranlar bu "erkekli" zirveye nasıl geldiler anlamış değilim. gözlerim bekaret kemeri ya da biber gazı aradı şahsen. neyse, başka bir şey demiyorum, konu anlaşılmıştır.
(bkz: destur erkek var)
zannımca iştirakçiler tüm eğlenceyi içlerinde özüttüklerinden, sözlüğe tek kelime yazmamaktalar. eğer öyleyse çok kıskandım ulen.
is guc sebebiyle fazla kalamadim. ayrica mekan fazla ic acici degildi.
(bkz: sözlükteki çoğu zirvenin yalan olması)
eğer bira gerçekten 7 lira ise ve hala devam ediyorsa katılımcılarını ancak 4545 e boş mesaj gönderilerek yapılacak kampanya ile mekandan çıkarabileceğimiz zirvedir.
daha bağrından yeni kopupta gelinmiş, dumanı üstünde tüten zirve. herkesleri görmek güzeldi.
(bkz: hayat çok garip pendik kadıköy falan)
8 bira, 2 tabak çerez, 2 yarım kokoreç, 2 ayran, 1 kavurmalı kaşarlı, 1 atom ile kolesterol ve kalorinin tarihini yeniden yazdığım, ömrü hayatımda katıldığım en keyifli zirve idi.* o değilde tavla maçı ne oldu yav? tophane bölümünde biraz sızmışım ayıptır söylemesi.
oturduğum andan itibaren sürekli kırık kırık sorular soran bi garsona saipti mekan. sorduğu sorulardan bir kaç örnek versem siz de anlarsınız ne kadar kırık olduğunu.

- bu uludağ sözlük yukarda mı ya? kar falan var mı? üşürsünüz.
+ ya evet kar var. soğuk bayağı. (iç ses: ne diyo lan bu? ahah)

herhalde bir sözlük yazarıdır ve buradakileri işletmeye çalışıyordur diye düşünüyordum ilk başlarda. yalnız herkes o kadar iyi organize olmuştu ki bir türlü emin olamıyordum. kime sorsam tanımıyoruz deli galba falan diyorlardı.

hala daha bizimle kafa bulduğunu sandığım sözde garsonla biraz da ben kafa bulayım dedim.

- yaş sınırı var mı?
+ merak etme sen girebilirsin. yaş sınırı falan yok. mesela ben 14 yaşımdayım ve yazabiliyorum.
- nasıl giriliyor buraya? anlatsana ya.
+ ya işte bu sözlük aslında bi bina. kapısı falan var. giriyorsun. herkesin bi odası var.
- yapma yav (gayet şaşkın bi ifadeyle)
+ ya aynen öyle.
- ee şurdaki arkadaş bana internetten giriyorsun dedi.
+ yahu tamam önce internetten girip başvuru yapıyorsun. sonra onlar onaylarlarsa seni arayıp çağırıyorlar. *
- ee sonra noluyo? internetten girmiyor muyuz?
+ işte bizim hepimizin orada odaları var. odalarda da bilgisayarlar. biz yazı yazalım diye çağırıyorlar zaten ya bizi.

bi süre yanımdan giden garson, biraz sonra şuranın adresini yazsana bana diye tekrar geldi yanıma. hala içimde taşak geçildiğime dair bir inanç olduğu için ben de dalga geçmeye devam ediyorum ve bir kağıt kalem isteyip sözlüğün adresini yazıyorum. eskiler bilir ama yeniler için bir daha yazayım adresi buraya.

"şinasi plaza, armutlu sokak no:121 karaköy/istanbul"

- saat kaçta açılıyor burası?
+ normal iş gibi ya işte 8:30-17:30
- pazar günleri de açık mı?
+ açık açık merak etme. sen adresi bul yeter.

bu konuşmaların üzerine organizatör poisonx geliyor mekana. onunla konuşmaya başlayana kadar ben hala garsonun bir yazar olduğunu ve bizlere şaka yapıldığını düşünüyordum. poisonx "ben daha önce de geldim buraya biraz kırıktır şu garson. ayrıca önceden bi husumetimiz var taktı bana" gibi laflar edince tüm kuşkularım silinmiş oldu.

o andan itibaren ortam git gide geriliyordu. poisonx ile garson birbirlerine dik dik bakıyor kavga çıkarmak için yer arıyorlardı ki olan oldu bir şekilde birbirlerine girdiler.

garsonla birlikte mekanın arka tarafına çıkan poisonx'in peşinden bir ben gittim.bu duruma aldırış etmeyen on küsür erkek vardı mekanda, onlara çemkirdim bi de ayırsanıza şunları ben gidiyorum peşlerinden diye. (lanet olsun rezillik diz boyu)

onlar içerde birbirine girmişken ben aşağı inmiş mekanın sahibine bağırıyordum.

- ne biçim elemanlarınız var kardeşim müşterilere saldırıyorlar. yukarda olay çıktı gelin alın şu adamı!!
+ ne oldu yahu?
- yahu kavga çıktı diyorum. biz müşteriyiz bize böyle davranma hakkınız yok!
+ tamam siz çıkın geliyoruz.
- (içses: sizin ağzınıza ediim ben!)

poisonx ve garsonu ayırınca garson aşağı inerken bana da gider yaptı.

- seninle de görüşcez! yalanmış hep plaza mlaza öğrendim ben
+ lan yürü git allah'ın kırığı ne görüşcem lan senle? (sinirler had safhada)
- ne kandırıyorsun beni? bina mina yokmuş anlattı o arkadaş bana
+ ulan kırık kırık konuşuyorsun deli etme adamı!!

aşağı inen garsondan kurtulduğumuzu düşünürken tam geri geldi. poisonx ile birbirlerine yine pis pis bakarken bu sefer "senle çıkışta görüşcez ovlum!" diye tehditler savurmaya başladı. bi yandan da bana senle de görüşcez demeye başladı. ulan allahın kırığının ne yapacağı da belli olmaz çıkışta peşime falan takılır diye bi yandan hafiften tırsmaya da başlamadım değil hani.

her ne kadar gelmemesi için ısrar etsem de manyak garsonun bir şey yapabilme ihtimalini düşünen poisonx benimle karaköy iskelesine gelmek istedi. tam mekandan çıkıp 50 mt kadar aşağı yürümüştük ki arkadan koşarak bir şeyin geldiğini fark ettim. o anki tek düşüncem "hasktir lan" oldu açıkçası.

ben o anın şokuna girmişken birbirine sarılmış gülmekten kırılan iki manyağı görünce mal mal kalmıştım orda.

o şaşkınlıkla ben de bir iki vururum diye düşünürken her şeyin bir şaka olduğunu açıkladıkları an ikisine de birer tane vurmak istemedim değil hani (ehehe)

iskeleye inene kadar, hatta eve gelene kadar "nasıl yedim lan ben bunu"dan ziyade "oha amma güzel organize oldular lan hiç çaktırmadılar" diye düşündüm durdum.

ulan ilk zirvemdi allahsızlar bu kadar gerilir miydi bi insan?

şakayı hazırlayan poisonx'e, saipsiz'e, her ne kadar etraftaki müşterilere aldırmadan onlara çemkirsem de bozuntuya vermeyen diğer çalışanlara ve eski sözlük yazarlarına oha diyorum.

kısaca bana hayatımın şakasının yapıldığı zirvedir. (hemen havalanmayın. daha önce hiç bu kadar sağlam organize bi şaka yapılmadığı için de olabilir bittabiki bu. hehe.)
geç katılmış bulunduğum, içeridekiler ve dışarıdakiler olarak ikiye bölünmüş, ama yine de muhabbetin dibine vurulmuş zirvedir. yayında ve yapımda emeği geçen herkesin eline ağzına yüzüne gözüne sağlık. iyi eğlendik.
bazı sebeblerden ötürü sonuna kadar kalamadığım zirve. mekan biraz küçüktü fakat çok büyük olmasından iyiydi. güldük, eğlendik, sanat konuştuk * , küçük bir takışmaya sahne olduk *. kendi halimizde eğlendik işte. öylesine bir zirveydi. seneye görüşmek üzere *
yorumlara bakıyorum da organizasyon bozukluğu almış başını gitmiş. bir de sözlüğün rahibe teresaları nasıl katılmışlar hayret valla, dünya tersine dönecek.
yasak sebebiyle dışarıya çıktığımız son seferden sonra geriye döndüğümüzde müzik eşliğinde kıvırta kıvırta üst kata çıkıp, bambaşka bir grubun merak dolu bakışlarıyla karşılaştığımız zirvedir. *
söylenmesi unutulmuş edit: ne kadar organizasyona laf edilse de, maksat yazarlarla buluşmaktı. buluştuk hasret giderdik, tanıştık. organizatörlere teşekkür etmek gerek.
yedinci nesli temsilen katıldığım; poisonx vs saipsiz kapışmasında ilk araya girme eylemine imza attığım, ancak ikisinde de şöyle sağlam kafa koyma potansiyeli olmadığını görünce aradan çekilip, biramı içmeye devam ettiğim, alkol ve uykusuzluk nedeni ile kimsenin nickini hatırlamadığım güzel insanların katıldığı, güzel zirve. ayrıca sayemde yaş ve bira tüketimi ortalaması yükselmiştir.**
mekan küçüklüğünden dolayı bölünmeler yaşansa da ortalamanın üzerinde bir zirveydi. benim gibi xxl bünye bile sığdı mekan iyiydi yani. güldük, eğlendik, sanat konuştuk. 29 karakter'in soyunmasını bekledik aç, aç diye ama açmadı üzüldük. bol bol pöykürdük, höykürdük falan.*
organizatörün zirve mekanında montunu kaybettiği zirvedir.

(bkz: zirve mekanınlar canım ceketim kaldi)