bugün

Tam 20 sene sonra bugün maçtan 2 saat önce metroya binip gidecek ve adana yüzbaşılar kebaptan alınan dürümü yiyerek stada girecek olan kardeşlerimizin anlayamayacağı iştir. 21.45'de başlayacak maç için okul kırılıp saat 9.00 da (yaklaşık 13 saat önce) stada gidilir, Ali Sami Yen Stadı'nın önünde hangisinin nereye gittiği belli olmayan kuyruklar içinde eski açığa giden kuyruklardan biri tesbit edilip kuyruğa girilir, 4-5 saat kuyrukta dikildikten sonra demir turnikelere gelinip güvenlik görevlisinin karşısına 2 kişi ama elde 1 biletle ''abi biz öğrenciyiz, paramız 1 bilete yetti'' diyerek acıması ve geçmemize izin vermesi beklenir, boyumuzun kısa olması nedeniyle yaşımızdan küçük gösterdiğimiz için abiler de sağolsun genellikle iyi geçin derler (dememeleri halinde saatlerce beklenen kuyruktan çıkılıp, yeniden sıraya girilip başka kapıda şans denenecektir), yalandan yapılan güvenlik aramasından sonra koşa koşa tribünlere doğru çıkılıp bulunabilen en güzel yere masraf olmasın diye evden getirilen dünkü gazete serilir (önemli not : koltuk vs yoktur, bildiğiniz betondan taş basamağın üzerine oturulur) ve yine masraf olmasın diye evden getirilen kaşar ekmek su eşliğinde afiyetle yenir. maç bitiş saati olan gece 12.00 ye kadar mümkünse birşey yenmeyecek, dayanamazsak 2 kişi 1 tane yarım ekmek sucuğu paylaşacağız. elde cep telefonu vs, oyalanacak hiçbirşey olmadan, sadece kıçımızın altındaki gazetelerin sayfalarını tek tek okuyarak ve muhabbet ederek kış mevsiminde hiç kıpırdamadan ve mümkünse tuvalete gitmeden 5 saat civarı aç susuz beklenir, hava karardıktan sonra stad ışıları yanmaya başlar , havanın soğumasıyla titrenmeye başlanır, avuçların içine hohlayıp 10 dakikada bir saate bakılarak kalan zaman hesaplanır.Derken maça 1 saat kala sahaya çıkan 1-2 futbolcuyla stad dalgalanmaya başlar, kıpırdamadan 1-2 derece havada saatlerdir bekleyen taraftar ( arada tezahürat olur ama eski açıkta pek olmazdı) ooooo galatasaray tezahüratına başlar, futbolcular 2-3 dakika sahaya bakındıktan sonra içeri girer herkes tekrar yerine oturur '' götüm dondu amınakoyim'' der ve maçtan 15 dakika önceki ısınma için çıkacak futbolcuları beklerdi. Derken futbolcular çıkar, konfetiler atılır, maç başlar, üşüme, soğuk, açlık, çiş, kaka herşey unutulur maça dalınır , maç kaybedilir ( o sezon son maçta gol attık diye havalara uçmuştuk) , hakeme sövülür sayılır, maçtan çıktıktan sonra geceyarısı mecidiyeköyün mahşeri kalabalığının içinde eve nasıl gidileceği kara kara düşünülüp, ''siktiret yürüyelim'' denerek rakip takımdaki o 8 numaralı zenci ibnenin ne biçim oynadığı tartışılarak eve doğru 1 saatlik yürüyüşe başlanırdı. Yani gençler o zamanlar şampiyonlar ligi maçına gidiyorum demek sabah 8 civarı evden çıkıp gece 1 civarı geri gelmek, it gibi titreyip inşallah bu maçta gol atarız diye dua etmekti.