bugün

ilk diplomatik temaslarını 1492 de atan iki devletin ; 20. y.y. ın son çeyreği içerisinde kurduğu ilişkilerdir.

bu süreçte tarihsel dönemde tanık olunmadık derecede birbirlerine yakınlaşan devletler, orta asya ve kafkasya daki rekabetin görünürdeki sertliğini yumuşatma noktasında bir takım ilişkileri uygulamışlardır. 1993 ten itibaren artan ekonomik yakınlaşmalar sonucunda kurulan politik zincir, kafkasya - orta asya daki mücadeleyi, kürt - çeçen sorunlarından elde edilmesi muhtemel kozları, hazar petrollerinin batı ya taşınmasında çıkabilecek gerilimi, petrol yüklü tankerlerin boğazlardan geçmesindeki huzursuzluğu, alarm seviyesine gelmeden durdurabilmiştir.

rekabetin bir başka yönü ise, türk devlet adamlarının rus nüfuz alanlarına yönelik olarak sarf ettiği milliyetçi söylemlerden açığa çıkmıştır. 1993 ve 1996 daki " askeri " ve " ulusal güvenlik " doktrinleri ile orta asya ve kafkasya daki hakimiyetini en azından kendi içerisinde halleden rusya federasyonu, eski sscb topraklarındaki meselelerle ilgili görüş ayrılığına soyunmuş olan devletlerle yapılan temaslarında " soğuk barış " havasını kurmayı başarmıştır.

kurulan ekonomik bağlantılara rağmen, karşılıklı güven ilişkisindeki zafiyetin giderilmesinde bazı ziyaret ve görüşmeler etkili olmuştur. 15 - 17 aralık 1997 de ankara ya ziyarete gelen rusya başbakanı viktor çernomırdin, ikili yakınlaşmanın ilk somut adımını atmış ; mayıs 1998 de moskova ya giden genel kurmay başkanı ismail hakkı karadayı da soğuk savaş döneminden kurtulmanın işaretlerini vermiştir.

bunların dışında, 1997 de nato ya üyelik yoluna giren çek cumhuriyeti, polonya ve macaristan dan dolayı batı ya tavır alan rusya ile lüksemburg zirvesinin getirdiği sıkıntılı ab sürecine giren türkiye nin ortak payda oluşu gerçekleşmiş, terörle mücadelede de ortak bir kılavuz belirleme isteği taşınmıştır.