bugün

israilin sömürüsünden habersiz olan yazar. sen sömürüden kurtulunca anlarsın beni.
ingiliz sömürüsünün etkilerini yeni yeni atabilen islam dünyasıdır.
(bkz: hicri takvim)
türkiyenin içinde olmadığı islam dünyasıdır.yıllardır insanlar vergilerle eziliyor, krizlerle boğuşuyor,hala tık yok.
sesini çıkarmaktan korkma,bana dokunmayan bin yaşasın mantığı her tarafımıza sinmiş.

o beğenmediğiniz araplar bile ayaklanıyor işte. biz her toplumsal olayda suskun,sinmişiz.

siz kemalistler akp ye kızıyosununz bu ülkenin eksenini kaydırıyor diye. var mı yaptığınız bir şey? ancak laf.
en fazla sandığı gidip oy kullanoyrsunuz ama yetmiyor.yetmez de.

çünkü her demokratik hak demokratik yöntemlerle kazanılamıyor.örnek libya, mısır.kaddafinin mübarek in demokratik seçimlerle iktiidarlarının son bulması ihtimali var mıydı? tabii ki hayır. çünkü bütün bu yolları tıkamışlardı.

belki araplar 1789 yaşıyor ama böyle devam edersek biz de 1215 i yaşamaya devam ederiz. (bkz: magna carta)
fransız ihtilali ile son günlerdeki isyanları bir tutanların islam dünyasını küçümsemek amacı ile söyledikleridir.

islam dünyasının günümüzde ben de çok ileride olduğunu iddia etmiyorum. ancak bunu iddia ederken fransız ihtilali örneğini verecek kadar komik duruma da düşmüyorum.
bir kez daha yazmıştık yine yazalım. öyle ya da böyle iran'da olsun, tunus'ta olsun, mısır^'da olsun -sağlıklı veya sağlıksız- bir seçim geleneği var. ülkeler monarşi ile yönetilmiyor fransız ihtilali öncesinde fransa'da olduğu gibi. öncelikle bu farkı görelim.

ikincisi:
arap isyanları fransız ihtilali ile isyan edenlerin kimlikleri dolayısıyla da ayrılır. fransız ihtilalinde ruhban sınıf-soylular ve monarşiyi elinde tutana karşı bir burjuva ve köylü karşı hareketi söz konusudur. ihtilal öncesindeki fransa'da ne burjuva sınıfının ne de köylülerin siyasi ve ekonomik(köylüler için) hakkı vardı. kısacası fransa'da toplumsal sınıflar vardı.
fakat mısır'da, tunus'ta bu yok. bir diktatöre karşı daha fazla özgürlük , daha fazla refah için ayaklanmak ile hiçbir siyasi hak yokken bu hakkı talep etmek arasında fark var.

üçüncüsü:
arap isyanlarında her ne kadar ölen insanlar olmuşsa da, fransız devriminin sertliği ile kıyaslanamaz.fransız devriminin iki dönemine terör dönemi denmesi bir şeyleri açıklıyor olmalı. tabi bunları bilenler için. islam'ı ve islam dünyasını kötülemek, aşağılamak için hakkında pek fikir sahibi olmadığı fransız devrimi ile ilgili konuşanlara açıklamıyordur muhakak.

dördüncüsü:
arap isyanları her ne kadar "diktatörlere karşı verilen savaş" olarak adlandırılıp kutsansa da isyanların içinde yabancı eller görmemek pek olası değildir.
bugün bu isyanları kutsayanların, nitelik açısından aynı olmasa bile (diktatörlüğe karşı olmak-ülkeden ayrılmak istemek farkı açısından) yarın ya da başka bir zaman diyarbakır'da meydanlara insanlar toplandığı zaman konuşmaya yüzleri olmamalı.
sessizce izlemek ve olanları takip etmek lazım. gaza gelmek değil.
başlıkta şöyle bir hata gözümü çekti.
- birincisi o arap dünyasıdır, islam değil.
- ikincisi o aydınlanmaymış, isyanmış, sosyal adaletmiş bunu en iyi islamiyet barındırır. bu yüzdendir ki islamın gelmesinden yüzyıllar sonra bunu yaşayan " bin yedi yüz seksen dokuz " avrupası ile islam dünyası asla kıyaslanamaz.
- üçüncüsü şakirt makirt değilim biraderler aman beni yanlış anlamayın. sadece kendi kültürünü ezenlere bu korumacılığım.
ihtilal için ayaklanan tüm halklar incelense temelinde ekmek vardır. fransa ihtilalinde halk ekmek derdinde idi. aristokrat-düşünürler ise bu halk olayını yapısal forma yönlendirmişler dir.