entry'ler (81)

hdp sorunsalı ve akp

Şimdi lütfen beni aydınlatın! Öncelikle ben kendi fikrimden ve nasıl biri olduğumdan bahsedeyim de rengim belli olsun, yazdıklarım daha iyi anlaşılsın.

Ben Atatürk devrimlerini benimsemiş, halkçı ve sosyalist olarak tanımlanacak biriyim. Oy kullanamadım ama kullanabilseydim de Anadolu Partisine atardım.

Gelelim asıl meseleye ben, HDP’nin şu an için kesinlikle bir Sol Oluşum, Kominist, yada Sosyalist olduğuna inanmıyorum. Kendi seçmen kitlesi var ve barajı aşmaları da çok büyük bir başarıdır bunu göz ardı edemeyiz. HDP, Kürt Milliyetcisidir ve gelecekte ki yegane amaçları Irak da ki siyasi ve sosyal destekçileri ile Kürdistan Devletini kurmaktır. Bunun aksini gösterecek herhangi bir ispatları yoktur. Başından beri hem de. Ama geçen zaman içerisinde söylemleri tabi ki bunun aksini gösteriyor. Mesela çok dikkatimi çekmiştir, son seçim sürecinden beri sürekli ‘ Barış, Kardeşlik, Halk ‘ gibi söylemler ile miting yapıp halka hitap ediyorlar. Peki bu söylemlerle neyi kastediyorlar, Barış mesela, kim barış yapacak nasıl yapacak ne için yapacak? Bunlara herhangi bir cevap vermiyorlar. Eğer barış PKK ile Türk Ordusunun savaşmaması ise şu an zaten öyle bir durum yok. Neden hala dağda bekliyorlar, gittikçe de daha fazla örgütlenip büyüyorlar ? Mecliste de artık çok güçlüler, eğer ben yanılıyorsam ilk fırsatta PKK denen örgüt dağdan insin silah bıraksın. istedikleri ne? Her şey anadil ile başladı, eşit yurttaşlık beklentileri ile başladı da görüyoruz ki bunlarla da yetinmiyorlar. Barış, Kardeşlik, Halk ta , peki ne ? Kürt kökenli vatandaşların Türklerden ne eksikleri var ( Anadil ise bir şeyler yapılmaya başladı ve devamı da gelir, öğrenmek isteyen öğrensin, ama yaşamak için Türkçe konuşmak zorundasın, diğer ülkelerdeki gibi) mesela bu ülke de neyi biz yapıyoruz da onlar yapamıyor. Her ülkede farklı milletten insanlar var ve bazılarında %20 civarın da bu rakamlar ama kimse ayrılıktan bahsetmiyor. O ülkenin kurallı çerçevesinde yaşıyorlar. Yani işin özü HDP nin asıl istediği, kendi Kürt Devletlerini kurmak. Buyursunlar kurşunlarda benim bununla hiçbir problemim yok. Ancak, siz Türkiye’nin bütünlüğünü bozarak, toprağına alarak, ekonomisini kullanarak, tarihini kullanarak içinden bir devlet çıkarmaya kalkarsanız, size bur da bir durun derler. Durun diyene de, geçmişin Sosyalist, Kominist, Liberal olan ama bugün HDP yi destekleyen yeni yetme solcularımız. Onları zaten hiç anlamadım, anlayamayacağımda heralde, madem oyleydi bu adamalar, neden BDP ve önceki partileri desteklemediniz.? Söylemleri değişti çünkü, baktılar ki bu şekilde oy ve destek alamıyoruz. ( Tayyip ile de anlaşamadılar) sempatik görünelim, gençlere hitap edelim, her özgürlük diyenin arkasında olalım. V.s. gerçekte bunların bu ülkenin geçmişine hiçbir saygıları yok. Neden mi? Madem siz halkların partisisiniz Türkiye’nin partisisiniz, biz kardeşiz madem. Neden 19 Mayısta, 23 Nisanda,29 Ekimde yoksunuz be kardeşim. Siz Türkiyenin partsiyseniz gidin Anıtkabire samimiyetnizi gösterin, Türkiyenin partisi iseniz bunlara saygın olacak. Çizgin bu yönde olacak. Ağzınızdan Kürt Kelimesi düşmez, Türk ırkçıdır ama siz halkın partisisiniz öyle mi ? kusura bakmayın yemezler üstadım. Adam akıllı çıkın Bu ülkeyi bölmek gibi bir derdimiz yok en fazla iç işlerimizde bağımsızlık istoruz deyin, Kürdistan kelimesini unutun çünkü 100 yıldır kurulmak istenen bir devlettir, kurulsun da ama Türkiye bir site değil bahçesini bölüşesisiniz bunu bir kere aklınızdan çıkarmayın. Avrupa Avrupa diyorsunuz, gidin bakalım, Almanya da, Fransa da … v.s böyle bir talepte bulunan var mı yada bulunsa ne olur. Onlar milliyetçi olmuyor tabi, faşist olmuyor, ama Türkler faşist öyle mi ? yemezler Selahattin yemezler.

Peki bu duruma nasıl geldik sağ olsun AKP bildiğiniz gibi oy uğruna bunları yaptı ve Kürt Açılımı adı altında tüm kürtlerle PKK yı birleştirdi. PKK barış elçisi oldu ama hala dağdalar ve Kürdistanı kuracağız diyorlar. O yüzden HDP meclise girdi diye milliyetçilik damarı tutan AKP seçmeninin lafları hükümsüzdür. Sanki adamlar 10 yıldır mecliste değildi, onları davul zurnayla içeri almadık, Barzani ile sarmaş dolaş olmadılar. Neyse demem o ki, HDP konusunda umarım yanılırım ve umarım onların ayrılıkçı bir tutumları olmaz.

Tayyip konusuna gelince tüm bu olanların mimari o ve değnekçisi Cemaattir. Atatürk düşmanlığı ve islam ülkesi yaratıp, padişah gibi yaşama hırsları bizleri bu duruma sürükledi. Sorasında da bildiğiniz gibi ayrıldılar ve ülkeyi helak etmeye devam ediyorlar. Tüm diktatör ruhlu liderlerde olduğu gibi Tayyip’i de Kibri bitiriyor, yakındır, tüm pis işerinin ortaya çıkması ve yargılanması, onu öyle bırakmazlar yani. 13 yılın özeti, farklı görüşteki insanların birbirine düşman olması, güvenilecek hiçbir kurum kalmaması, yargı , hukuk ve adalet kavramlarının zaten artık işlevini kaybettiğidir. insanların, ekonomik özgürlüğü olmaması 3 kuruşa ev geçindirip, bankalar sayesinde ayakta durabildikleri ve yakın zamanda da iflas edecekleri gerçeğidir. Ülkemizin dünya da saygısı kalmadığı modern Türkiye Cumhuriyetinin Arap ülkesi imajı v.s..

Yani beni aydınlatın derken şunu demek istiyorum; tüm bu benim söylediklerim doğru ise nereye gidiyoruz, değil ise nereye gideceğiz? HDP ve AKP yi destekleyen vatandaş sen cevap verebilir misin bana?

az bilinen harika oyuncular

brayn craston, breaking bad izleyenler bilir sadece üstadı ama adam king beyler...

yazarların ruh hallerini anlatan sinemalar

biri bu filmi benim için yapmış, adam beni oynuyor aslında dediğimiz hayat parçacıklarıdır.

dünyanın en yaşanabilir ülkesi

insanın kesinlikle kendi ülkesini örnek veremeyecek olduğu önermedir, bazen film, bazen bir resim, bazen bir duyum etkisi ile oluşan düşüncedir.

din kitaplarındaki yaman çelişkiler

Din kitaplarındaki çelişkileri görmezden gelmek insani bir ihtiyaç sanırım en basiti ve en önemlisi ; Bu dünyada yapma ( sex, içki v.s) ben sana orada gani gani yaptıracağım, tüm bu zevkleri fazlasıyla tatdıracağım. Anlamadığım bu nasıl bir psikopatlıktır, Tanrı dediğimiz şey neden böyle çocuksu yada insani eğlenceler bulmuş kendine. Deli gibi susayan bir insanın önüne bir bardak su koyup onu içme demektir bu, nedeni yada amacı yoktur bu isteğin,tatminkar olma çabasından başka bir şey değildir, bunu yapan insanı anlamazsınız saygı duymazsınız hatta lanetlersiniz de bunları doğru yaptığına inandığınız Tanrıya neden taparsınız ? ya da Tanrının bir kitabı yok mu acaba ?

bakireliği önemsemek yada önemsememek

bu ülke uzaya toki yapar ama bu sorunsalı aşamaz denilesi durumdur vesselam.

bakireliği önemsemek yada önemsememek

Bakirelik kavramının içinde boğulan bir milletin hikayesidir bu, ne onunla ne de onsuz ...

yaşamdaki dönüm noktaları

bir hayali gerçekleştirmek belki de diğer hayallerinin umudu olur ve başka kokar artık hayat.

uykum var kapital amca

kalkarsın sabah, daha gün yeni ağarmış, dün'ün dertleri hala şakaklarında ama sen yeni dertlere doğru fırlatmalısın yorganını... sevmediğin bir meslek, sevmediğin bir iş yeri, metro, kalabalık, asık-mutsuz suratlar ormanı sokaklar... yürürsün pervasızca işe, akşamı saniye saniye beklemeye başlar bile hayallerinin kaçak deposu yorgun beynin. alışkanlıklar devreye girer yine kapıdan içeriye adımını attığında, hep böyle başlamadı mı hayat aslında ; daha anneni-babanı benimsemeden okula verdiler seni ! mavi bir önlük, sırtında gereksiz bir yük ve tek anlamlı gelen o küçük beslenme çantan.o anki durumunun üzerine derince düşünmezsin, düşünsen de içinde bulunduğun kelimeyi ancak yıllar sonra bulabileceksin ' sürgün gibiymiş' diye tanımlayarak belkide. her şey o zaman başlıyor üstadım, bugünkü sisteme somun-vida olabilmek için yağını o zamandan sürdüler, seni bu dünya ya köle olmaya geldiğine o an o okulun ilk günü inandırdılar.sonrasını biliyorsun işte ; Hani şu toplum denen şey var ya sana dedi ki Anadolu lisesi, Fen lisesi, üniversite, mühendislik... dediler dediler dediler. sen ne yaptın peki dinledin dinledin dinledin hep dinledin tıpkı bugün yaptığın gibi. bir yasa çıkardılar 65 yaşına kadar çalışacaksın ! o zaman paran da olacak zamanında dediler, ve sen de 'sistemin çocuğu' şöyle bir mantığa büründün ' hele bir emekli olalım şunu alacağım bunu alacağım ' hiç dedin mi kendine ;
- Ulan ben bu hayata çalışmaya mı geldim?
cevap gecikmez ' e napacaksın ya çalışmayıp, para kazanmayıp ? '
- diyemedin mi ' tamam çalışayım da haftada 1 gün tatilim var 1200 TL ile işe başladım, hakkımı alamıyorum, bırak hakkımı patronlarım canımı da istiyor, mesai istiyor, kulluk istiyor, sakal istemiyor, 5 dakika gecikme için azar kusuyor...
aklın çiçekler açmaya başlıyor sonra pazartesiye gebe bir pazar gecesi ; yaw diyor ben 60 yıl yaşayacaksam, zaten 18 yıl asalak bir hayat sürüyorum. Günde 12 saatimi sevmediğim bir işe ve yola ayırıyorum. Kalan 42 yılın yarısı gitti mi ? kaldı mı geriye 21 yıl bunun 15 yılı yaşlılığa gitti mi, kaldı mı 6 yıl bu altı yılında, günde 8 saatini uyuduğunu düşünürsek kaldı mı 60 yıllık brüt yaşından sana 2 net yıl ! sonra değişir soru ' Ulan ben 2 yıl çalışmaya mı geldim bu hayata ? ' anlamlı oldu değil mi şimdi !

sonra anlatırsın bunu birilerine, etrafında ne çok filozof varmış meğer senin hemen fırlar birisi; sevdiğin işi yapacaksın panpa !
ters ters bakarsın o cin gözlere dersin ki Ulan arkadaşım bak ! konu sen ben o değil ben sevdiğim işi yaptım, sen sevdiğin işi yaptın ya o ? sor etrafındaki insanlara kaç tanesi işinde mutlu olduğunu söyleyecek sana hı, kaç kişi ? sen en başında sevmediğin şeylerle büyüdün, ortasını sonunu nasıl seveceksin ! okula başladın dayadılar sana kitapları, fiziği, matematiği, kimyayı, tarihi... e dedin dayayacaklar zaten ne yapacaklardı ya? öyle değil işte güzel kardeşim bunları tabi ki yapacaklar ama asıl yapılması gereken seni keşfetmek ! flüt çalmakla, beden eğitiminde birdirbir oynamakla, 5. sınıfta Çanakkale ye gitmekle ya da patatesle resim yaptırıp sana zayıf vermekle olmuyor bu işler... sevdiğin işi 25 yaşında bulamazsın ! yani kısacası bu sistemde sen mutlu olamazsın !

üniversite kredi verirler sana, teşekkür edersin yüce devletine ama düşünmezsin senden 1 yıl önce mezun olan ablanın maaşını yediğini... çatır çatır yersin o her ay yatan piyango biletini (!) mezun olursun sonra, mezun olduğuna bin pişman olarak ;ayda 150 TL aldığın o parayı 300-300 alırlar senden 1200 TL maaşınla ödersin paşa paşa !

ama güzel kardeşim senin hayallerin vardı değil mi 2 yıllık ömründe ; belki bir karavan alıp bir kaç ülke gezersin belki deniz kenarında bir kaç ay dilediğin gibi yaşamak istersin sevdiğinle, sevdiklerinle ya da mutlu bir iş iyi bir maaş istersin. o gariban hayallerinle bir yatla dünya turuna çıkmak geçmez aklından, katlar, son model arabalar, uçaklar, kucağında mankenler istemezsin...

ah ah güzel kardeşim, yaşamaya mı geldin sen bu dünyaya , çalışmaya mı, ona buna kulluk etmeye mi ?

yıkamazsın bu sistemi biliyorum, ama boğun eğmeye bilirsin, eğmemeye çalışabilirsin en azından, sen doğanın çocuğusun, dünyayı unutmuş tanrıların, yada ne üdüğü belirsiz ideolojilerin değil! doğadan gelen doğaya gider, koş hayallerine, sarıl bulutlara... 60
yaşında, dönüp bakma arkana, yorulmuş bacaklarına, titreyen ellerine kızma !
iyi geceler kapital amca !

komifaşizim

faşizm bir kadın, isyan bir erkek ise doğacak çocuk komünizmdir ama asıl soru faşist kadın ne zaman isyana boyun eğecek...

komifaşizim

Kominizmi uygulamak için bir müddet faşist olunması gerektiği gerçeği, ayak serçe parmağını sehpaya çarpmak gibidir. Bir bakıma doğru ve yanlış denen şeye ' durun siz kardeşsiniz ' demektir. Hayatın belki de en kısa özetlerinden birisidir.

tanrının gururu

Tanrının bu yarattığı dünyanın durumuna ve biz insanların şu haline baktığında gurur duyup duymadığı merak-ı azamdır. Daha iyisini yapabilirdim diyor mu ki ? yada neden desin ki ortada tek bir taş varsa daha güzelini kim sorgular ki hem o insan olmasa da insani mi ki...

tanrı ya söylenecek tek söz

sen miydin sevgilimi çalan anladım ki kitaplar yalan sen olamazsın bizi yaratan !

tanrı ya söylenecek tek söz

Olur da Tanrı' nın huzuruna çıkarsam sorulacak o milyonlarca sorudan ilki ' işin yok muydu senin? ' olur diyebileceğim nacizane durumdur.

bir türk ün avrupalı olma hayali ne kadar gerçek

Avrupayı az çok gören yada duyan ama bizzat orada bir kaç ay yaşayanlar çok iyi bilir, bizim hiçbir zaman onlar gibi olamayacağımızı ancak içimizden de bu hayali yıllar yılı atamayacak olduğumuzu... Cinsiyet diye bir olgu yoktur orada ' insan ' vardır, bir insanın yaptıklarını yada düşündüklerini 4-5 işsiz oturup, sabaha kadar konuşup yargılamaz mesela, küçük görmez, yada aşağılamaz... gülüp geçmeyi veya gülmeden geçmeyi çok iyi yapar onlar. sevmediği hatta nefret ettiği, saçma gördüğü, garipsediği bir şeyi başkasının çok sevebileceğini daha küçükken öğrenmiştir. Avrupa kadınlarını herkes eleştirir bu ülkede; bakirelik kavramı olmadıkları için, sex denen o bizim hiç bir zaman tam anlamıyla ve tam zamanında öğrenemediğimiz şeye sadece zevk olarak baktıkları için... yaşam standartlarından hiç bahsetmiyorum zaten, bu ülkede insanın kıyafetinden yaşam tarzının, memleketinin, cebindeki paranın miktarının yada başka bir özelliğinin anlaşıldığı veyahut anlaşıldığının zannedildiğini hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. orada öyle mi ama, uzaktan bakınca herkes aynı, herkes insan kız-erkek bile değil... böyledir Avrupa, yazmakla bitmez... bir ütopya değil, istisnası var elbet ama geneli,zihniyeti başka bir dünya olmadığı için standardın daniskasıdır.

bir karavan alıp insanlardan uzaklara gitmek

bir kaç sene kapitalist sistemin kölesi olmak ve o kölelikten kazanılan parayla orta sınıf bir karavan alıp, insanlığı ve dostlarını özleyene kadar kaybolmak kuytu yerlerde, tanışmak yeni insanlarla belki, ama hiçbirine bağlanmamak asla!..

kadıköy de kupa almak bazı şeyleri değiştirmez

beşiktaş ve trabzonspor gibi kuluplerden toplanan puanlarla kadıköyde alınan kupadır fenerbahçe ile bir ilgisi yoktur. tek ilgisi 13 yıldır kadıköyde yenemediğir.

into the wild

filmde alexander'ı alaskaya bırakan kişi onu en son canlı olarak gören kişidir ve filmde de o rolde oynatılmıştır!

ateistlerin hiç kimseyi yakmaması

ateistler in kimseye zararı yoktur, lakin çok az dindar olduğunu düşünen insan onlara tahammul edebilir, çok ama çok ilginç bulduğum konudur !

başka bir ülkede doğmak

seçme şansım olsa , slovenya yada ispanya da doğmak isterdim, oralarda insan bir başka nefes alıyor...