bugün

uzun süreli bir ilişkiden çıktıktan, uzun süredir bir ilişkiden çıkamadan yada uzun süredir bir ilişkiden korkmaktan sonra katlanılan ve sonra alışılan ve de sonra müptelası olunan durumdur. özgür olmakla yalnız olmak arasındaki fark bilinse de, yalnızlığa alışmak özgürlüğe bir adım daha yaklaşmayı çağrıştırır bünyede. çift olarak yapılan hemen herşeyi tek başına yapmaya alışmaktır. işin kötüsü, artık normal olanında böyle olduğunun beyinde yer edinmesidir. yalnizliga alismali felsefesini zorla öğrenmektir. öğrendikten sonra da başucu kitabı gibi elinin altına koymaktır. birisini, bu çift kişilik eylemlerden hakettiği tek kişilik yere oturtamamaktır sonra. zaten çabalanmaz artık bir süre sonra; vücut arada bir haykırır sadece yandaki koltuk boş diye. kısılır sesi onun da bir süre sonra. birisi gelip sesi açsın diye beklenir. kuru gürültüde kim gelecekse?
can dündar'ın hakkında döktürdüğü acı icraat..
(bkz: yalnızlığa alışmalı)
* herkes uyurken uyanık olmak, herkes uyanıkken uyumak. insanların uyanıkken bıraktığı izleri sürmek. emareleri kurcalayarak o gün neler olduğunu anlamaya çalışmak. anladıklarını unutmaktan korkmak ve bir yerlere not alma ihtiyacı duymak. gidilen her yere ad ve soyadı yazarak sonuna buradaydı kelimesiyle biten lekeler bırakmak. sık sık pişman olmaya başlamak ve her an geri dönebilirim korkusuyla kendini alıştığına inanmaya zorlamak. * insan diğer canlılar arasında en gelişmişi kabul edilir. iki eli var, iki ayağı, iki gözü ve iki lobdan oluşan bir beyni. aslında insanın iki beyni vardır demek bile mümkün, fakat onu tek bir beyin haline getiren şey iki lob arasındaki bilgi alışverişini sağlayan bir köprü. diyelim ki bu köprü yıkıldı ve aradaki bilgi alışverişi ortadan kalktı. sol lob aynaya bakarken sağ lob kıçına bakar hale geldi. yani hayat çekilmez kuyularda sondaja başladı. artık gün aşırı saldırıya * uğransa bile bu durumu kabullenmek mümkün olabilir. kıssadan hisse corpus callosum yıkılmadığı sürece tadılamayacak olan bir zevktir.
insan yalnızlığa alışamaz sadece kendini alıştığına ikna etmeye çalışır böylece bi nevi teselli bulur. ama bu acı gerçeği kendine bile itiraf edemez. iç konuşmalarda " ya bak nası alıştım mutluyum der" ama yalan olduğunu bal gibi bilir.
yalnızlıga alısmak diye bir sey yoktur, eski iliskinin, eski yasanmıs seylerin felan etkisinden kurtulamamak vardir. bu devre de sosyal hayattan uzaklasmak vardir. oysa bizi istemeyenin cehennemin dibine kadar yolu var, yazması kolay, uygulaması zor biliyorum.

iste o depresyonu kroniklestirmek deseniz anlayacam.
mecbur kalinan durumdur. sayet yalnizlık sormaz sana -alistin mi bana lan kerkenez? diye.
hasta hasta evde nette dururken konuştuğunuz sevgiliniz değilde en yakın arkadaşlarınızdan biri ise ve bunun bundan sonrada boyle olucağını zaten biliyorsanız yalnızlığa alışıyorsunuz demektir ama hiç belli olmaz bu yalnızlık süresi...
mümkün olmayan uğraştır.
insanoğlu bu dünyada herşeye alışır bir yalnızlığa alışamaz.
açlığıa, yoksulluğa,sömürüye hatta mutsuzluğa bile alışır ama yalnızlığa alışamaz.
yalnızlık allah'a mahsustur.o yüzdendir ki insan en çok yalnızken allah'a yaklaşır.
yalnızlığın uzun süre devam etmesi durumunda, kişinin içine düşebilmesi muhtemel hede. alışmak lazımdır ki yaşanabilsin şu hayatta. (bkz: yanlızlık)
"Yalnızlığa elbet alışır bedenim
Yalnızlıkla belki de başa çıkabilirim

Çok zor gelse bile yaşar öğrenirim
sensizlik benim canımı acıtan"
önceleri sadece ürkütür.
fakat orta vadede harikuladedir.
(bkz: cast away)
unutursam yüzünü belki alışırım. yüzün yüzüme iğnelenmişken böyle yalnızlık diye bir şey yok yitik günlerimde...
insanlik tarihinin en buyuk yalani.

madem alisiyoruz yalnizliga ne diye sevgisizlikten yakiniyoruz? alismiyoruz ama yalnizlikla yasamaya mecbur birakiliyoruz. her alistigimiz davranisimiz ozgur bir secim degildir zaten. neden sevmek ve sevilmek varken vicdansiz biri olarak yasamak isterki yoksa insan. bahsedilen yalnizlik sadece sevgili icin degil arkadaslariniz icin de gecerli olandir.

siz onlar uzgunken bir telefonla yanina kosarsiniz, uzuntulerini paylasir derman olmayi denersiniz. bunu aslinda karsiliksiz yapiyoruz diyemeyiz cunku insan arkadasini karsiliksiz sevemez. aslinda kimseyi karsiliksiz sevemez cunku sen de karsindakinin sevgisini istersin karsiliginda. ilk baslarda onemsemezsin bu yaptiklarini cunku arkadaslik kavrami onemlidir. zaman gecer ve sen uzulursun. bir dostun "nasilsin?" sorusunu beklersin sadece. beklersin... beklersin... ne bir ses ne bir haber... "demek her sey sadece ucuz cikarlar icinmis" dersin. bu kadar acimasiz nasil oldu bu insanlar diye dusunursun kendince. ne zaman?

sonra sen iyi olursun, her sey yoluna girer - her sey olmasa da bazi seyler - ve konustugun zaman utanmadan, yuzsuzce sana sitemlerine karsilik " ama ben seni dusunmuyor muyum? " der.

belki de insan yalnizliga da alisir ama etrafinin bu onursuzca, ikiyuzlu duzenine alisamiyor.
dünyaya geldiğimiz ve dünyadan gideceğimiz şeklin aynısıdır yalnızlık. bilinir ve ona göre sürdülür hayat denen şey. eğer üzerinize yapışırsa çıkarması çok zor bir hal alır, dış dünyayla bağlar kopma derecesine ulaşır. ama özgürlük mü yalnızlık mı diye soranlara inat ikisi de cevabı verilir. birinin canı yanınca diğerininki de yanar zira...
bir süre sonra depresyona sürükleyebilecek durumlardan biridir.dikkat edilmelidir.
tam da şansın döndüğü döneme denk gelen durumdur. ne zaman ki kişi alışır ona, kabullenir yalnızlığını, dinginliğe ulaşır , işte o zaman yenilikler onu karşılar. alışmış gibi görünüp kaderi kandırmaya çalışmak ise boşunadır. denenmiştir.
(bkz: alıştım) *
yalnızlığa alışmak diye birşey yoktur. yalnızlığa alışmaya çalışmak vardır.
yanlızlığı kabul etmektir. ona yenilmektir. kötüdür.
yapılması gereken şey yanlız değilmiş gibi davranmaktır. böylelikle alışmanıza gerek kalmadan yenmiş olursunuz yanlızlığı.
yalnızlıkla karşı karşıya kalmış insanın zamanla bu duruma alışmış olmasıdır. bu zamanla asosyalliği de beraberinde getiren durumdur. insan yalnızlığa öyle alışır ki artık yeni insanlar tanımaya ya da tanıdıklarıyla vakit gerçirmeye gelemez hale gelir.
özüne dönmek, kendi olmak, kendine gelmek.
sessızce aglamaya alısmaktır ve zamanla gozyaslarının ozgurlugunu yok edersın.
yalnızlığın müptelası oldum, tek yarim tek dostumdur yalnızlık demek.
zamanın ikramıdır. alışınca vazgeçilmezde oluyor yalnızlık. sabrederek başladığın yolculuğa keyfiyetle devam etmek hali başgösteriyor. çıkılan yalnızlık yolculuğu hayatın bir çok farklılığını ve güzelliğini farketmeye de yarıyor.
dertsiz başım tasasız aşım da diyebiliriz mevzuya.
güncel Önemli Başlıklar