bugün

atatürk ün nazım hikmet e büyük mikrop demesi

ne etsek de hem atatürk'e hem nazım hikmet'e bok atsak diye kıvranan zihniyetin son büyük keşfi.

doğru da olabilir, bilmiyorum ama atatürk'ün de nazım hikmet'in de yanlışlar yapmış olduğunu çoktan kabul ettim zaten. ne atatürk ne de nazım yanlışsız. değerlerini azaltır mı? hayır!

atatürk'ü ya da nazım'ı sevenlerin onları kusursuz ilahlar diye algıladıklarını sanıp, bel altına vurma çabasında olan kifayetsizlerin nafile çabası işte. okuyun:

Dağlarda tek, tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.