bugün

bayram

küçükken bayram gelmeden günler öncesinden 'bayramlık'lar alınırdı,şimdiki gibi kendi seçtiğimiz,marka ya da 'yaea ondan merve'de de vaaer ben almaaem' tarzındaki saçmalık ve sahtelik barındırmayan kıyafetlerdi zira 'anne' seçmişti onları sana.sana düşen nerden alındığı,ne kadara alındığı ya da merve'de de olup olmadığı değil, kıyafetlerini dolaba asmak,arife gecesi de ayakkabılarını yanına alıp,ya da yatağın yakınında bir yerlere koyup onlara bakarak uykuya dalmak ve de alındığı günden bayrama kadar rutin aralıklarla kontrol etmek hala ordalar mı deyü.
arife günü anne baba ve bilimum akrabalarla birlikte mezarlık ziyareti yapmak da 'bayram' heyecanını barındırır.belki de hayatın boyunca hiç görmediğin hatta sen doğmadan yıllar öncesinde ölen 'akrabalarının' mezarı başında dua etmek,duygulanmaktır arife günü.her kabrin başında,içinde yatan kişiyle ilgili söylenecek şeyler vardır hep.'bu da dedenin babası.ah kızım çok emeği var bizde tehey teheyy' gibi aslında her arife günü dile getirilen ritüelleşmiş günün ardı arkası gelmeyen rutin cümleleri.
ziyaretler bittikten sonra da eve gelirken tuz alınır.evet evet,tuz.bu sadece bizim sülalede mi var bilmiyorum ama böyleydi.sebebini babama sormuştum ama hatırlamıyorum ne dediğini.niye tuz yahu?e tuzu alıp evin yolunu tutarsın evde kalıp mezarlığa gelmeyen evdeki bireyler ayağa kalkarlar sen evin içine girip oturana kadar.bunun nedenine de babam açıklamıştır mutlaka ama bilmiyorum,hatırlamıyorum neyse artık.
arife gecesi uyuyamazsın,bir türlü uykuya dalamazsın,yarın bayramdır,gezilecektir,para toplanacaktır,şeker ve tatlıda sınır olmayacaktır,candır canandır eş dost ziyaretleri.
bayram sabahı evin erkekleri bayram namazına giderler.ki hepsi sinekkaydı traş olmuşlardır,jilet gibi giyinmişlerdir,bi ağırbaşlılık,beyefendilik almıştır başını gidiyordur.kahvaltı edilir,ramazan/şeker bayramıysa kahvaltıdan sonra evde yaşlılar varsa 2'ye-3'e kadar beklenir ziyarete gelenler için, eğer yoksa büyüklü olan evlere ziyarete gidilir.şayet kurban bayramıysa kurban kesilir,ettir,ızgaradır,temizliktir derken ilk gün belki de ikinci gün müthiş bir 'hız-yorgunluk-telaş' üçlüsü içerisinde sıkışır kalır.eve misafir geldiğinde annenin 'kızım hatice teyzenlere kolonya döktün mü?şeker de tutsana' sözü sabırsızlıkla beklenir.şeker kasesi uzatılırken içinden hep bir tanesini kestirirsin gözüne,misafirlere tuttuktan sonra onu alır yersin.ha,senin gözüne kestirdiğini misafir aldıysa ve aynısından bi tane daha kalmadıysa (bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk) yaşıyorsunuzdur,endişelenmeyin komşularınızda çok daha iyi çikolatalar şekerler sizi bekliyordur.
bayram tatilleri için hocaların yok lan ne hocası,örtmenlerin verdiği 'bayram ödevi' kasvetine ne demeli peki?böyle bi tatilde bacak kadar çocuğa ne ödevi verirsin,neden sorumluluk yüklersin bre örtmen kişisi,bırak dilediği gibi yesin içsin el öpsün para toplasın,s.kerler ödevini.
işte önceden böyleydi,çok güzeldi bayram günü,öncesi,sonrası...şimdi mi?evet bugün bayram,arife günü eve gelmek üzere yoldaydım;sadece yol kenarında bikaç saniye mezarlıklar görüyorum.yıllardır tek kelime etmediğim amcam ve kuzenimin trafik kazası geçirdiklerini ve çok ağır yaralı olduklarını öğreniyorum ve hiçbir şey hissedemiyorum,ziyarete de gitmiyorum.nedendir bilmiyorum.bu sabah da sıradan bir günmüşcesine uyanıyorum,kahvaltımı ediyorum,bayram sonrası gireceğim vizelere çalışıyorum.e s.kerler vizeyi diyor ve sözlüğe yazmaya başlıyorum,saatin farkına varıyorum yeniden derse devam ediyorum.yarın da ders çalışıyorum diğer gün de ankara'ya gidiyorum,bir bayram da böyle bitiyor.
iyi bayramlar!