bugün

platonik aşk

adını bile bilmediğin birisine tam 365 gün sabrederek, kendini ezik mi ezik hissederek uzaklardan bakabilmek ve bu süreç içerisinde yanından geçen kadının kokusunu almayı bile ihanet sayarak burnunu tutabilmektir.
işine gitmek için her gün bindiğin trene ihanet edip, onu görmek uğruna bir saat önceki trene binebilmektir.
Yine adını bilmediğin birini uzak köşe başlarından çekilmiş yüzlerce resmiyle odanda yaşatabilmektir. aşkın dokunmak istediğini, hissetmek istediğini anlayabilmek halidir. kendi varlığını, tanımadığın birisinin varlığına armağan etmektir.

her gün sabah gittiği yerin kapısına kadar izlemek, aynı şeyi akşam tekrarlarken bu yaptığının senin için ekstra bir şey olmadığını anladığın andır.
tanışmak için bahane bulmayı deneyemeyecek kadar aciz olduğunun farkına aylar sonra varmış olmaktır.
bitmektir, günden güne tükenmek, hayatının tamamını tek bir noktaya endekslemektir.
kendi hayatından bile uzaklaştığının farkına varamamaktır.

O'na uyuyup, o'na uyanmaktır.
her görüşte ilk defa görüyormuş gibi, her bakışta son defa bakıyormuş gibi yapmaktır.
düşlerinin yönetmenliğini yapmak ve başrolü O'nunla paylaşmaktır.
gördüğün günün yıl dönümünde bulunduğun tanışma girişiminin başarısını anında bütün çevrene duyurabilmektir.