bugün

türkiye deki siyasetin laik olduğu yanılgısı

sürekli ezbere konuşup başkalarının peşinden koyun sürüsü gibi hareket eden insanların içine düştüğü yanılgıdır. zaten türkiye'deki siyasetin laik olması düşünülemez, bu siyaset kavramına da aykırıdır. eğer siz bir ülkede siyaset yapıyorsanız, o ülkedeki insanların düşüncelerine göre hareket etmek ve sürekli o insanların duymak istedikleri şeyleri söylemeniz gerekmektedir. yani bir ülke içerisinde yaşayan halk salaksa salak olacaksınız, dindarsa dindar olacaksınız, tatlı su laikçisiyse siz de öyle olacaksınız.

türkiye laik bir ülke deniliyor. tamam. şimdi düşünelim o zaman. bir başbakan adayı. ateist. ateist olduğu tüm halk tarafından biliniyor ama ateizm propagandası yapmıyor. konuşmalarında sürekli ''allah bunun hesabını size diğer tarafta soracak.'' '' allah sizin bu yaptıklarınızı görüyor, merak etmeyin.'' gibi solcusunun da sağcısının da söylediği şeyleri de söylemiyor. açlıktan, yoksulluktan, askerlikten, medeni bir insan yaşamının nasıl olması gerektiğinden bahsediyor. yani halkın düşünüp doğru dediği şeylerden.

diğer taraftan solcu ve sağcı olduğunu iddia eden adaylar sürekli konuşmalarında ''allah'' ''müslüman'' ''şehit'' gibi dinsel ögeler içeren şeylerden, halkın düşünüp doğru demediği ama içinde dinsel ögeler barındırdığı için doğru olması gerektiğini zannettiği şeylerden bahsediyor.
ve geldik seçim sonuçlarını. ikinci kısımda bahsettiğim kişi açık ara farkla kazanıyor. neden. çünkü birinci aday ''kafir''. çünkü birinci aday bugüne kadar ''kafir''lerden hayır gelmeyeceği kafasına sürekli kazınan insanların oluşturduğu bir ülkede siyaset yapıyor. çünkü bu ülkede tanrı'ya inanmak zorunlu. çünkü bu ülkede siyaset ''din'' olmadan yürümez. çünkü bu ülkede ''din işleri ile siyaset işleri'' birbirinden ayrı değil. çünkü bu ülke ''laik'' değil. sadece öyle olduğunu ''hayal'' ediyoruz.
güncel Önemli Başlıklar