bugün

mezuniyette fırlatılan kepi bulamamak

geçen senenin haziranında başımdan geçen trajikomik vaka.
şöyle ki staddayız, tüm üniversite, bütün bölümler filan. herkes mutlu, ellerde fotoğraf makineleri, ailesi trübünlerde olanlar gülücükler saçıyor. çimlerde sınıf sınıf, öbek öbek foto çektiriyoruz.
sıkılıyorum bir süre sonra. sıcak var zaten, bitse de gitsek iki deneme çözerim diyorum.
ve sonunda tebrik teşekkür temalı sıkıcı konuşmalar bitiyor, o müthiş an geliyor.
herkes hazır kepler ellerde, ağızlar kulaklarda, parmaklar flaşlarda, güneş tam tepemizde.
3...2...1...hoooooopppp kepler havada. şak şak şak...ışıklar yanıyor,kepler uçuşuyor havada. e tabi newton amcayı yad eden kepler düşüyor bir bir yere. herkes kepini takip ediyor. ben de takip ediyorum tabi.
herkes eğiliyor alıyor kepini eline.
hoppalaaaaa...kaldık mı ortada şey gibi. bakıyorum kep mep yok ortada. rüzgarın da etkisiyle başka bir bölümün tarafına doğru gidiverdi işte lanet kep. düşünüyorum birisi 2 tane aldı ama ne yapacak lan bu kepi. günlük hayatta giyilir bir şey değil ki amk.
bir de efsane var bilmem kaç lira alıyolarmış teslim ederken.
nihayet teslim günü geliyor ve 2 arkadaşımı görevliyi oyalamaları için yanıma alıyorum ve odaya giriyoruz. onlar bir yanaşıyorlar ablanın yanına doğru. çuvllarda kepler, cüppeler filan. hemen alıyorum bir tane kepi çuvaldan. ablaya doğru dönerek bakın hamfendi bu kepim, bu da cüppem diyorum. tamam diyor başını sallayarak.
bir oh eşliğinde ismimi bulup imzamı atıyorum. odadan çıkarken ne hissettiğimi tam hatırlamıyorum.