bugün
- fransa bayrağını yakan sığınmacı10
- kürtlerin siklerinin daha büyük olması gerçeği11
- michy batshuayi35
- özlenen sözlük yazarları29
- kız yazarların entryleri neden artı oy alıyor8
- anın görüntüsü17
- jose mourinho8
- duşta işemek18
- islamı tartışamamak22
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz21
- çıkma teklifi etmek21
- yazarların en büyük dilekleri14
- gideon reid morgan jj30
- hangi şarkı seni ağlatıyor12
- küçükçekmece de öpüşen yaşlı amcalar22
- hiçbir erkeğin size laf atamaması12
- halkımızın asıl sorunu yeterince sikişmemesidir20
- herkesin bir anüsü olduğu gerçeği12
- dünya kadar malın olacağına9
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı11
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- köpeğin su içtiği kabı tekmeleyene çift dalmak11
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı35
- bik bik'in kurban etlerini buzdolabında saklaması11
- diamond tema hakkında soruşturma açılması10
- evin büyük çocuğu olmak8
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı13
- izmirli sude vs karslı rojda10
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları17
- cehaletle mücadele etmek16
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen15
- manyak olmaya karar verdim17
- sağlığı etkileyen en temel faktör12
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var9
- arda güler14
- nervionun kedisi9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar14
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı9
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler18
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- diamond tema için yakalama kararı17
80'lerin toplumcu sanat filmleri dönemine sağlam giydiren filmdir. darbe sonrası cahille sohbeti kestim modundaki ortaköy aydınları zümresi ve o zümrenin yön verdiği türk sineması'nda dışarda kalan bir yönetmenin hikayesidir.
hocamlı çiğ konuşmalar, kendilerinin bile inanmadığı, anlam veremediği fikirlerle bezeli cümleler kurmak zorunda kalan dışardakiler, galatasaray lisesi mezunlarına, diplomat, kolej çocuklarına özenmiştir. sırf içeriye girebilmek için.
ayakkabı tamircisinin oğlu mümin yani haşmet asilkan da yırtmak isteyenlerdendir. incir festivali ödülüne bile razıdır. korku içindedir. çünkü yıllar geçmiş. değişen her şeyin artık dışında kalmıştır. bu korku yaşlılık korkusu değil. unutulma, yok sayılma, dışlanma korkusudur.
kültür bakanlığı'ndan ödenek kapma, trt'ye kapağı atma peşindeki çakal yönetmenlerin sırf dönemin sinemadaki modası olan sol görüşe yakın durmaları da içerde kalabilme hırsından başka bir şey değildir. nitekim onların da sol görüş ya da ülke açmazları umrunda değildir.
öyle bir toplu aptallaşma dönemidir ki bu en saçma filmler bu dönemde çekilmiştir. o dönemde çekilen flu filmlerin çoğu bugün alay konusudur. ne ironik; toplumcu sinema peşindeki 80 sonrası enteller eski türk filmleri ile nayır, nolamaz diye alay ediyorlardı. tarık akan, türkan şoray, hülya koçyiğit, erdal özyağcılar gibi usta oyuncuların en kötü filmleri hep bu dönemde çekilmiştir.
iyi filmlerde vardır elbet. ne 60, 70'lerin abartıları ne de 80'lerin saçmalıkları ile bezeli yalın filmlerde yine bu dönemde çekilmiştir ki zaten bu sanat filmleri furyasının da artık sona erdiğinin müjdecisi olmuştur.
haşmet asilkan türlü aksilikler, imkansızlıklar ve hiç olmayacak bir senaryo ile bekleneni yaşamıştır. sinemasıyla yani dünyasıyla vedalaşırken son anda yeni bir aşk filmi teklifi gelir. özüne döner filmin sonunda. aslında özünü de hep korumuştur. kahvede okeyini atmış. eski artizlerle bağını hiç koparmamıştır.
şener şen'in her rolü başarıyla oynayabileceğini bir kez daha ispatlayan çok başarılı bir filmdir.
hocamlı çiğ konuşmalar, kendilerinin bile inanmadığı, anlam veremediği fikirlerle bezeli cümleler kurmak zorunda kalan dışardakiler, galatasaray lisesi mezunlarına, diplomat, kolej çocuklarına özenmiştir. sırf içeriye girebilmek için.
ayakkabı tamircisinin oğlu mümin yani haşmet asilkan da yırtmak isteyenlerdendir. incir festivali ödülüne bile razıdır. korku içindedir. çünkü yıllar geçmiş. değişen her şeyin artık dışında kalmıştır. bu korku yaşlılık korkusu değil. unutulma, yok sayılma, dışlanma korkusudur.
kültür bakanlığı'ndan ödenek kapma, trt'ye kapağı atma peşindeki çakal yönetmenlerin sırf dönemin sinemadaki modası olan sol görüşe yakın durmaları da içerde kalabilme hırsından başka bir şey değildir. nitekim onların da sol görüş ya da ülke açmazları umrunda değildir.
öyle bir toplu aptallaşma dönemidir ki bu en saçma filmler bu dönemde çekilmiştir. o dönemde çekilen flu filmlerin çoğu bugün alay konusudur. ne ironik; toplumcu sinema peşindeki 80 sonrası enteller eski türk filmleri ile nayır, nolamaz diye alay ediyorlardı. tarık akan, türkan şoray, hülya koçyiğit, erdal özyağcılar gibi usta oyuncuların en kötü filmleri hep bu dönemde çekilmiştir.
iyi filmlerde vardır elbet. ne 60, 70'lerin abartıları ne de 80'lerin saçmalıkları ile bezeli yalın filmlerde yine bu dönemde çekilmiştir ki zaten bu sanat filmleri furyasının da artık sona erdiğinin müjdecisi olmuştur.
haşmet asilkan türlü aksilikler, imkansızlıklar ve hiç olmayacak bir senaryo ile bekleneni yaşamıştır. sinemasıyla yani dünyasıyla vedalaşırken son anda yeni bir aşk filmi teklifi gelir. özüne döner filmin sonunda. aslında özünü de hep korumuştur. kahvede okeyini atmış. eski artizlerle bağını hiç koparmamıştır.
şener şen'in her rolü başarıyla oynayabileceğini bir kez daha ispatlayan çok başarılı bir filmdir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar