bugün

karadeniz isyandadır

Dalga dalga yayılan hes mücadelesinin bir parçası olan platformdur. Birçok zafer kazanıldı, Yuvarlakçay bunun en büyük simgesi haline gelmiş durumdadır. Yıllardır muhalefetin, başkaldırının en az olduğu bölge olarak bilinirdi ama artık sahillerine yapılan yollarıyla, nükleer santrellere karşı tutumlarıyla ve en önemlisi hes projelerine karşı verdikleri mücadeleyle laz uşağı isyan bayrağını çekmiştir, tam çekmiştir.

http://www.karadenizisyandadir.org

http://www.facebook.com/group.php?gid=213273236147&v=info#!/group.php?v=wall&gid=213273236147

Buda müziği olsun:

http://fizy.com/s/1aitek

--spoiler--
KARADENiZ iSYANDADIR!

Karadeniz vadilerinden yükselen çığlık bir iSYANA dönüşerek Türkiye sathına yayılmaya başladı. Türkiye genelinde uygulanan tek yanlı Su Politikaları nedeniyle Karadenizden yükselen BÜYÜK DALGA Akdeniz sahillerine kadar ulaştı.

Karadenizli bugüne kadar uysal görüldü, böyle tanındı, böyle bilindi. Zira kimseler onun kutsal bildiği ağacını parçalamıyor, aziz bildiği suyunu gasp etmiyor, evi bildiği vadilerini yağmalamıyordu. Bu yüzden Karadenizli bunca yoksulluğuna karşın isyan ederken görülmedi, bilinmedi, Türkiye'nin gülümseyen yüzü olarak tanındı, neşesi olarak bilindi.

Karadeniz doğasına yasa hukuk tanımadan hoyratça müdahale edildiğinde, doğa hoyratça tarümar edildiğinde, işte o zaman Karadenizli için iSYAN VAKTi geldi demektir.

Çünkü Karadenizli doğasını kaybettiğinde her şeyini kaybedeceğini bilmektedir.

Bilindiği gibi Senoz Vadisi'nde verilen hukuk mücadelesiyle HES projeleri için 2008'in Aralık ayında yürütmeyi durdurma, 2009 Mart ayında iptal kararı alınmış olmasına rağmen şirketler inşaata ara vermeksizin devam etmekte, yöre halkının haklı tepkilerini hiçe sayan idare bu vahim hukuk ihlaline göz yummaktaydı.

Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu bölgenin SiT alanı olarak tescili talebine geçtiğimiz günlerde verdiği yanıtta ise "Senoz Vadisi HES Projelerinin olumsuz etkisiyle doğal SiT özelliğini yitirmiştir" dedi. Devlet böylece bölgede hukukun değil rantın geçerli olduğunu ve HES'lerin doğaya zarar verdiğini bizzat belgeledi.

Devlet bu karar ile SiT karakteri taşıyan vadinin yok edildiği itiraf etmiştir. Karadeniz'in tüm vadileri SiT karakteri taşımaktadır. Pek çoğu ÇED yönetmeliğinden muaf tutulduğu için bir ÇED raporu bile olmayan benzer 750 adet hidroelektrik santral planı ile aradeniz'i Karadeniz yapan yüzlerce vadinin de yok olacağı ortaya çıkmıştır.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çevresel zarar olmayacak diye olur verdiği projenin diğer bir devlet kurumu tarafından yalanlandığını gösteren bu karar ortada dururken, Karadeniz'in vadilerini HES çöplüğü haline getirecek HES iŞGALi hızla devam ettirilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, EPDK'nın, bu suça ortak olması vicdanlarımızı kanatmaktadır.

Bu açık bir suikasttır, cinayettir.

Bu Karadeniz tarihinin en yüz kızartıcı en UTANÇ verici belgesidir.

işte bu yüzden KARADENiZ iSYANDADIR ve bu isyanın durdurulması mümkün değildir.

Mümkün değildir çünkü devlet ve şirketler suç üstü yakalanmış ve suçlarını itiraf etmek zorunda bırakılmıştır.

Bu karar bundan sonra neler olabileceğinin sinyallerini vermektedir.

Dereler birer birer elden çıkacak, vadiler birer birer elden çıkacak

Karadeniz elden çıkacaktır !

Üstelik tüm bu kıyımın enerji ihtiyacını gidermek için yapıldığı en büyük yalan, en büyük kandırmacadır. Yatırım fetişistlerinin ağızlarını asıl sulandıran sularımızın ticarileştirilmesidir. Rüzgar ve güneş yoluyla hem enerji üretme hem işgücü istihdamı olanaklı iken, HES'leri yapmaya zorlamanın ardındaki neden suyun bir meta haline getirilmesinden başka bir şey değildir.

Küresel iklim değişikliği tehdidi altındaki dünyamızda su en değerli doğal kaynaktır ve en temiz, en verimli tatlı su kaynaklarını barındıran Karadeniz derelerinde suların kullanım hakları 49 yıllığına karanlık kaynaklardan beslenen "yatırımcılara" kiralanmakta ve dereler kilometrelerce tünellere, borulara aktarılarak adeta ambalajlanıp sevkiyata hazır hale getirilmektedir. "Tünel tipi HES" masalı bu büyük yağmanın vitrini, ambalajıdır.

Soruyoruz bu vicdansızlara, kimin suyunu kimin tüneline hapsediyor kimin yaşam kaynağını kime peşkeş çekiyorsunuz? Hadi biz insanları geçtiniz de yaşam alanlarını katledeceğiniz milyonlarca canlıya, kurda kuşa, börtü böceğe sordunuz mu? Yaşam hakkı karşısında hiyerarşi olur mu? Bilakis ağzı dili olmayanın hakkı bizim boynumuza vebal değil midir?

Ama endişe etmeyin, Karadeniz'in isyanı aymazları sahte zafer sarhoşluğundan ayıltmaya yetişti: Sular bizimdir, sular doğaya aittir, sulara efendi tayin edemezsiniz, alıp satamazsınız, sulara mal muamelesi yapamazsınız!

Senoz Vadisi'nde bu sapkın, hukuk dışı, bilimdışı, sağduyudan yoksun uygulamalara derhal son verilmelidir.

Zira bu vadide geri adım attırılamazsa şirketler diğer vadilerde birkaç adım daha ileri gideceklerdir !

işte bu yüzden iSYAN VAKTi gelmiştir,

Ve Karadeniz bugün bir bütün olarak AYAKTADIR, iSYANDADIR, iNTiFADADIR !

Yalnız Karadeniz mi? Elbette değil.

Akdeniz'de iSYANDADIR !

Zira memleketin bütün su kaynaklarına göz dikilmiştir, 1468 HES projesi ile memleketin bütün su kaynakları tehlike altındadır.

Doğu Anadolu, Batı Anadolu, velhasıl Türkiye topyekun olarak AYAKTADIR, iSYANDADIR !

Karadeniz Vadileri ve genel olarak Türkiye doğası bir yok oluşa doğru gitmektedir.

Bu büyük tarihi yıkım ve yok oluş sahte bir kalkınma masalıyla sessizce geçiştirilmeye çalışılmaktadır.

Müdahale edilmediği takdirde durumun büsbütün kontrolden çıkacağı ve doğanın geriye dönüşü olmayacak şekilde yok edileceği gerçeği AÇIKÇA ortaya çıkmıştır. Doğaya bağlı yaşamını sürdüren her şey yok olup gidecektir; bitkiler, hayvanlar, kültür ve kadim Anadolu uygarlıklarından kalan son değerler tahrip edilerek yok edilecektir.

Bu gerçek apaçık şekilde görüldüğü için, yerel mücadelelerin sesi duymazlıktan gelindiği için,

iSYAN BAYRAĞI iSTANBUL'UN GÖBEĞiNE DiKiLMiŞTiR !

Bütün doğa severler, vicdanlı ve şerefli insanlar bu isyan bayrağı altında toplanmakta, haykırmaktadır: Bu zeminin ayaklarımızın altından kaydırılmasına, Türkiye'nin bütün köklü değerlerinden arındırılarak çırılçıplak bırakılmasına izin vermeyeceğiz!

Derhal bütün inşaat faliyetleri durdurulsun!

Demokratik, halkın karar alma süreçlerine katıldığı, yeni su politikaları oluşturulsun, tüm Projeler tartışmaya açılsın, halkın onayına sunulsun, yerel halkların görüşüne başvurmadan alınan kararlar geçersiz sayılsın.

Karadeniz isyanının kaynağında hiç şüphe yok ki yalnızca Su Hakkının ticarileştirilmesi projeleri olan HESler yoktur. Bölgeyi baştan sona kuşatan taş ocakları, barajlar, termik santraller, nükleer santral projeleri de vardır.

Tüm hukuk dışı, tüm bilim dışı, insanlık dışı projelere derhal son verilsin, durdurulsun !

AKSi HALDE TÜRKiYE SATHINA YAYILAN BU iSYAN DURDURULAMAyaCAKTIR !

Dereler Özgür Akacak

Bu Güneş Bu Rüzgar Bize Yeter!

Onlar engerek, onlar çiyandır!

Onlar suyumuza, aşımıza göz koyanlardır!

Lakin bu kerre, Karadeniz isyandadır!

KARADENiZ iSYANDADIR!
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar