bugün

23 şubat 2010 balıkesir grizu patlaması

17 maden emekçisinin ölmesine sebep olmuş patlamadır.
ölen madencilerin sayısının aynı olması bir tesadüf olsa da 3 yıl sonra aynı ocakta patlamanın olması tesadüf değildir. ihmalkarlık ya da uygulanması gereken bir kaç prosedürün atlanmasıyla açıklanacak bir durum hiç değildir.
2,5 ay önce olan bursa mkp deki grizu patlaması bile unutulmuşken 3 yıl önceki patlamayı nerden hatırlayalım değil mi? ne demişlerdi bundan bir önceki katliam, pardon patlamada? ihmal miydi, denetim eksikliği mi? ha pardon burda işçiler madende çalışır vaziyetteyken sigara yakmışlardı değil mi, şimdi hatırladım. halbuki patronları hep uyarıyordu onları, ölen emekçilerden birinin cebinden de sigara çıkmıştı zaten.
bursa da sonuç ne oldu? mkp deki patlamanın hemen ardından işveren önce ortadan kaybolup ortalık yatışınca katliamdan geriye kalan işçileri toplayıp iki büklüm tv de boy gösterip "ne yapabilirim,işçilerim devam edelim diyor, açacağız artık" demedi mi?
emekçileri öldüren ihmal değil, sistemin kendisidir. kar hırsının insan hayatından daha değerli olduğu bu sistemde buna kaza değil, katliam denir. ve bu sadece bizim ülkemizde değil kapitalizmin olduğu tüm ülkelerde böyledir.