bugün

aşkın yalan olduğu gerçeği

aci bir gercek.

dunyayi dolandirdilar senelerce. ozellikle endustriyel devrimden sonra, ask olgusu sutu sagilan bir inekten pek farksiz bir hale geldi. konunun ozune donmek gerekirse, ask neden yalandir. oncelikle ask diye bilinen sey nedir? uzun uzun dusundukten sonra bizim ask olarak bildigimiz seyin ne oldugunu anladim. cok boktan bir sey, bu sokak dilindeki aciklamasi. ask olarak bilinen seyin akademik aciklamasi ise, asik oldugunu sandigin kisinin sana hissettirdiklerine karsi olan acizligindir. ask, asik oldugunu sandigin kisiyi gorunce vucudunda olusan ve beynindeki bazi noktalari harekete geciren hormonlardan baska bir sey degildir. bu hal bile uzun surmez. en fazla 1-2 ay yani. o zaman bu kadar sene evli kalanlar, birbirleri icin baskalarini oldurmeyi goze alanlar ne ayak diye sorarsaniz, bende soyle derim; 50-60 sene suren evliliklerde pek tabi halk tarafindan ask diye adlandirilan duygular ile baslamis olabilir, ama bu ask denilen sey 50-60 sene calisan bir gemiye yakacak olamaz. o gemiyi ancak saygi ve kendinden vererek yani fedakarlik yaparak 50-60 sene yurutebilirsiniz. saygi ve fedakarlik. bu onemli.

bugunlerde biten bircok iliski ise, saybi ve fedakarliktan yoksun, ask diye tabir edilen aciz bir duyguyla yurutulmeye calisildigi icin yok oluyor. kimse kendinden feda etmiyor, hep o hep o, sonra yok anlasamadik, yok o benim onumde osurdu, yok pilavi sulu yapiyor, tarzi ici bos balon sebeplerle ayriliklar oluyor. curuk temele bina dikmeye calisiyorsun, olmaz tabi.

ask, bir inektir demistim, ondan bahsedeyim biraz. ask maskesinin arkasina siginarak, isteyerek veya istemeyerek, iyi niyetli veya art niyetli, inanilmaz marketler yaratilmistir. insanlar ise cebinde 2 kurus para olsa, onu da gidip dalindan koparilmis bir cicege veya dandik gorunuslu bir ayiciga nasil harcayacagim hesabini kendi dunyasinda veriyor. istemeyerek belki ama, veriyor yine de.

her sene dandik ve sacma, sozde ozel gunler ugruna milyarlarca lira para harcaniyor, harcanan paralar ve para karsiligi satin alinan urunler telef oluyor. butun herkesin parasi bir kisinin elinde birikiyor, sonra ekonomi neden dandik, orta sinif niye bitmis diyoruz. bunlari zaten bircogumuz biliyor, ve surekli tekrarliyarak olaya olan hakimiyetimizi cumle aleme belirtme ihtiyacimizi gideriyor ve dunya duzenini cozdugumuzu saniyoruz.

populer olarak ask diye bilinen sey, sehvet ve bir insanin hayvani ic gudulerini hayata gecirme isteginden baska bir sey degildir.

insanin kalbini ferahlatan, huzura erdiren bir duygu yok mudur diye sorarsaniz, bende; evet var derim. hadi bu duygunun adini da "ask" koyalim, kavrma kargasasi olmasin diye soyluyorum, bu ask hayvani bir ask degil, asil bir asktir. yaratilmis olan acizliklere karsi olan bir ask degil, yaratana karsi hissedilen bir duygudur bu.

basit bir ornek, mimar sinan'i neden severiz? biraktigi eserlerinden oturu. onun eserlerine saygi duyariz, ama onlari mimar sinan'in yerine koymayiz di mi? bu da o tarz bir analoji, eserleri tanrilastirmayin, yaratana bakin. eserler bizim ancak saygimizi kazanir, eser sahibi ise sevgimizi. "ask" budur.

ask, gercegi vasitasiz gorebilmektir.