bugün

fsm köprüsünde ışıklandırma olmaması

hükümetin en bariz çifte standartlarından biri işte. gidip birinci köprüyü mis gibi renk armonisiyle şenlendirip onu sanki bosforus'daki tek köprüymüşcesine göstermek çok sinirlendiriyor beni. hanginiz mehtaba karşı akşam vakti boğazda otururken "ulan neden daha önce düşünülmedi, çok güzel oldu böyle" demiyorsunuz ki? ikinci köprü yani bir diğer deyişle fatih sultan mehmet köprüsü hanginizin umrunda?

geçen yine ticari aracımızla utku'yla beraber ikinci köprüden geçerken hüzün kaplamışken içimizi durumu çok iyi özetledi kendisi. "abi şu anda ogs dedektörü hariç kimsenin sikinde değiliz farkındasın galiba..."

nasıl diyeydim kendisine "aynen lan, boğazım düğümlendi yine, sar bi sigara da kahpe dünyanın ta ciğerine üfürelim" diye. sakladım duygularımı. devrimci çocuktur utku, gelemez böyle şeylere. karma felsefesine de inanır; aynı anda da zaten felsefesinin üstadından nağmeler çalıyordu teypten :

vi a dı best
vi a dı tap
hadi emrine amadeyim.

eğer bir gün devrim olacaksa-ki çok yakında- utku en ön sıralarda yer alır bilginiz olsun. onsuz bir devrim düşünemem ben.