bugün

şamil basayev

"Ey ölüm ne kadar soğuk olursan ol!
Bana buz gibi sudan daha tatlı gelirsin.
Senden korkmuyorum.
istersen gel! Al canımı"

Bu dizeleri onu anlatmaya yetiyor da artıyor. Ölümden korkmayan, hiçbir güç karşısında yılmayan, her türlü imkânsızlıklara rağmen özgürlük anlayışından ödün vermeyen bir komutan. Adı ABDULLAH ŞAMiL EBU-iDRiS, yani Şamil Basayev !
1965 yılında Çeçenistan'ın Vedeno köyünde doğdu. Eğitimi için Rusya'ya gitmek zorunda kaldı. Çeçenistan'da tahsilini en iyi şekilde yapabileceği bir okul, üniversite yoktu, Ruslar tarafından buna izin verilmiyordu zaten. Bunun üzerine 1987 yılında Moskova'ya giderek, Moskova Üniversitesinde Makine mühendisliği bölümünü okudu ve bu bölümden mezun oldu. Rusya'da kaldığı dönemlerde imam Şamil'in özgürlük mücadelesi hakkında geniş bilgisi olmasa da, bildiği tek şey özgürlüğüne düşkün ve özgürlük için her şeyi yapabilecek birisi olduğu idi. 1991 yılında hükümetin yaptığı darbe sırasında Yeltsin tarafında yer aldı. Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte ülkesi Çeçenistan'a geri döndü. Bu dönemlerde Kafkaslarda yaşanan Abhaz-Gürcü savaşında Dudayev'in talimatı ile Abhazların safında gönüllü olarak savaştı. Abhazya işgâlden kurtulduktan sonra kendisine katkılarından dolayı "Abhazya Halk Kahramanı" madalyası verildi. Ayrıca işgâlden kurtulmada etkili olduğu için Kafkas Halkları Konfederasyonu birliklerinin komutanı oldu. 1994 yılında moskof Yeltsin yönetimi tekrar Çeçenistan'a saldırınca, Abhazya'da kendi oluşturduğu birliği ile Çeçenistan'da Dudayev'in yanında yer aldı ve onun en büyük komutanlarından birisi oldu. Dudayev yönetimine karşı muhalefete geçen rus yanlısı birliklerin dağıtılmasından büyük rol oynadı. Onun bu Kafkaslardaki yükselişi Rus yönetimini rahatsız etmiş olacak ki, Rus savaş uçakları Şamil Basayev'in köyü olan Vedeno'yu bombalayarak ailesinden 11 kişiyi şehid etmiştir.

Bu yıllarda yoğunlaşan Rus saldırıları ve yaşanan katliamlardan dolayı 1995 yılında, 150 mücahit tarafından düzenlenen Budennovs baskınını yönetti. Bu baskın yaşanan saldırıların ve katliamın dünyaya duyurulmasında az da olsa etkili oldu. 1996 yılında Grozni savunmasında gösterdiği başarı ile rusları masaya oturmaya zorlamış, istediklerini büyük ölçüde almıştır. Bu başarıları Basayev'in halk arasında popülerliğini arttırmış, onu devlet başkanlığına aday olmaya itmişti. Oyların büyük çoğunluğu alan ve devlet başkanlığı görevine gelen Aslan Mashadov'u, elinde büyük askeri güç bulunmasına rağmen ilk tebrik edenlerden birisi oldu.
Tarihler 1999 yılında 9 Ağustos'u gösterdiğinde Rusya Dağıstan'ın Çeçenistan sınırına yakın bölgesinde saldırılarına başlamıştı. Halkın düştüğü zor durumu gören ve buna tepki göstermek isteyen Basayev, emrinde bulunan ordusu ile 17 Ağustos'ta Dağıstan'a girerek direnişe başladı, bu direniş 2. Çeçen-rus savaşının başlangıcı sayıldı. ( hangi iki?)
Çeçenistan'ın bu hareketine ve akıl almaz direnişine şaşıran Rusya arkasına aldığı medya ile Çeçen direnişini rotasından saptırmak için elinden geleni yaparak, Çeçenleri "terörist", komutan olan Basayev'i de "başterörist" ilân etti. Tüm dünyada yankı bulan bu medyatik saldırı, her neredeyse her ülkede aynı şekilde manşetlerde ve anahaber bültenlerinde yer aldı. Hatırlayanlar bilirler, o yıllarda Çeçenistan'ın terörist olarak yansıtılmadığı tek kanal TGRT adlı kanal idi. Gazetelerden tutun, kanallara kadar Çeçenler terörist ilân edildi. Tüm bu baskılara rağmen Basayev ve arkasındaki ordu davasından vazgeçmedi. Tüm dünyaya meydan okudu, verdiği röportajlarda durumun böyle olmadığını açıklayıcı ve net şekilde dile getirdi.
Moskova'da yapılan tiyatro baskını, Beslan okul baskını, inguşetya operasyonu gibi birçok olayda yer aldı. Bu operasyonlar içerisinde şüphesiz en çok konuşulan operasyon; Beslan idi.
Rusları çok iyi tanımasına rağmen onların çocuklara operasyon yapabileceğini düşünmemişti. Rusya yapılan baskında çocukları hiçe sayarak okula operasyon düzenledi. FSB laboratuvalarında düzenlendiği söylenen operasyon Basayev ve birliklerini okula girmeye kadar zorlamıştı. O ana kadar tek bir basın mensubunun giremediği bölgeye dünyanın her yerinden, her kanaldan medya mensubu gelmiş, olayı canlı bir şekilde dünyaya yayınlamıştır. Ruslar bu durumu çok iyi kullanarak tüm dünyada müthiş bir propaganda yaptı. Düzenlenen operasyonda birçok Oset çocuğu yaşamını yitirdi. Operasyon ile ilgili yapılan röportajda Basayev şu şekilde cevap vermiştir:

- Moskova Nord-Ost tiyatrosu ve Beslan'daki okulda hayatını kaybedenlerin sorumluluğu, Putin'in üstündedir. Bizim tek yaptığımız Çeçenistan'da devam eden savaşa ve Çeçen soykırımına bir son verilmesi talebinde bulunmak için insanları orada tutmaktı. Oradaki insanları, kendi insanlarını öldürenler, Ruslardır, Rusçulardır.

Basayev, 10 Temmuz 2006 günü inguşetya'nın Ekajev köyünün yakınında içinde patlayıcılar bulunan bir kamyonet ile seyir halinde iken, bilinmeyen bir sebeple, kendiliğinden patlayan bombalar sonucu kendisi ve 3 mücahit şehit olmuştur. (inş Allah)

Her ne kadar olayı kendisini açıklamış olsa da Rusya'nın propagandası sonuç vermiş, Çeçen direnişe olan ilgiyi azaltmış, tüm dünyada kendilerine "terörist" sıfatının yapıştırılmasına neden olmuştur. Tüm bu olaylar Basayev'in umrumda dahil olmamıştır. Kendisi ve arkasında bulunan güç özgürlük inancı tam bağlı idiler. Kendi yollarından sapmadan, yakıştırmalara kulak tıkayarak bildiklerine devam ettiler. Hala birçok ülkede Çeçen terörist olarak algılanmakta ve aşılanmaktadır. Bu durum, Rusya'nın propagandasının sonucudur. Çeçenler terörist olmamıştır, olmayacaktır. Onlar, özgürüğü için savaşan savaşçılardır. Ülkesini için savaşmak, milleti için direnmek hele de Rusya gibi büyük bir güce direnmek terörizm olarak adlandırılıyorsa tarihte her millet ve kurulan her devlet, kurulma evresinden once bu sıfatı taşımış olmalıdır.

Azerbaycan efsanevi lideri Mehmet Emin Resulzade'nin dediği gibi; "Yükselen bayrak inmez."

(bkz: c/p değil alınteri)