bugün

frank rijkaard

tff nin tam saha dergisine verdiği ropörtajdan;

--spoiler--
Farklı bir adam Rijkaard. Onu belki de en iyi futbolcuları anlıyordur. Eski oyuncularından Gudjohnsen bir röportajında aslında onun futbola bakışını çok iyi anlatıyor: "Maç öncesi bize 'Yaptığınız işten zevk alın' derdi. Ne olursa olur, kazanırsınız, kaybedersiniz. Ama bugün sizi izlemeye gelen 100 bin kişiye muhteşem bir gece yaşatmak için elinizden geleni yapın. Bu geceyi unutmasınlar."

Messi onun için bir yerde şöyle diyor: "Ona çok şey borçluyum. Bunu şöyle ifade edeyim. Onun için bir yerimi yaralasam, acıyı hissetmem."

Dripling takımı yavaşlatan, genel tempoyu düşüren bir şeydir. Daha hızlı oynamak için pas yaparak oynamak şarttır. Hareketli ve hızlı olmak bugünün futbolunun en önemli özelliğidir. Yaratıcı olmak için ille de topla gezmek zorunda değilsiniz.

Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda. Ama hiçbir şey tam yok. Bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. Daha çok tepkisel bir oyununuz var. Karşı takıma göre taktikler belirleniyor. Kalite, güç aslında üç aşağı beş yukarı aynı. Ama Türkiye'yi farklı kılan şey biraz da şu; işler kötü gittiğinde bir anda oyun mantalitesi kaybolabiliyor. Yürekten oynayan oyuncu sayınız çok. Ama bu bazen aklı devre dışı bırakıyor. Herkes kendi başına maçı çevirmeye kalkıyor. O zaman da bütünlük kayboluyor. Türk futbol kimliğini tanımlasak kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz.

insanların Arda'dan bahsetmesinden daha doğal bir şey olamaz. Çünkü o gerçekten müthiş bir oyuncu. Ama daha çok genç ve bence çok daha iyi olabilir. Bunun başarmak için ne kadar övgü alırsa alsın alçakgönüllü olmaya devam etmeli ve çok daha fazla çalışmalı. Bu hayatı normalleştirmenin en iyi yolu budur. Arkadaşlarıyla uyumlu olmaya devam etmek, sahada iyi pozisyon almak ve takımın bir parçası olmak…
--spoiler--
türk futbolu için bir aziz olduğunu düşündürüyor insana..

edit:röportajın tamamı için (bkz: http://www.tff.org/defaul...ageID=286&ftxtID=7835)