bugün

twilight

alacakaranlık. tüm dünyada fırtınalar koparan, yazan ablamıza köşeyi döndürtmüş kitaplar serisi.

ben de okudum. hatta ilk kitaba saat sabah 10 sularında başlayıp gece saatler 1'i gösterirken bitirdim. (tabi ki tuvalete gittim ve yemek yedim osman abi ne saçmalıyosun allam ya.) iyiydi hoştu, bana kendimi epsilon gençlik kulübünün "eyvah aşık oluyorum", "okumayın günlüğümü", "liseliyim mutluyum" (salladım lan.) tadında kitaplarını okuyormuşum gibi hissettirdi. yormadan bizi, ne güzel..

bir günde neden bitirdiğimi ben de anlamadım. heri potır'ın son kitabını bile 3 günde bitirmiştim, j.k rowling'e ihanet ettiğim için kendimden utanıyorum. muhtemelen her sayfayı "aha şimdi atraksiyon gelicek", "bu sayfa kesin güzeldir" diye çevirdiğimdendir. ha, ilk kitabın son 100 sayfası sürükleyici mi, evet. geri kalanı? çöpe at. evet çöpe at. çok kötüydü. çeviriden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama diyaloglar bok gibiydi afedersin. ulan anlayıcam diye kıçımı yırttım. ey twilight fanı ! "sen malsan ben napiym beeeeğ" deme, ağzını kırarım. sayfa mı atladım diye kaç kere dönüp baktığımı biliyorum, bir yerden sonra anlamsızlaşıyor diyaloglar cidden. konudan konuya atlıyorlar, bol bol zamir kullanıyorlar, ve kimi zaman kimin neyi söylediği anlaşılmıyor. bi durun motorunuz soğusun lan.

ve bella'nın ağzından yazılmış hikaye, sürekli aynı şeylerden bahsediyor. "edward şöyle yakışıklıydı, şöyle karizmatikti, dişleri inci gibiydi hay gülümsemesine kurban olduğum, gözleri böyle güzeldi böyle altın rengiyi saçları böyle uçuştu götü böyle açıldı.." bıktım ulan. anladık, sevgilin çok yahşi. görmemişler gibi sürekli bahsetmesene. ya yazar betimleme yapıcam diye saçmalamış, ya da çevirmen hiçbi bok bilmiyor. öncü saraç tüzüner'i şiddetle kınıyorum. verin sevin okyay'a, o çevirsin. allam ya, nelerle uğraştırıyosunuz beni.

orjinal dilden oku diyosanız, hahaha şansını çoktan kaybetti. yeniden edward ve ailesinin ne kadar ultimate olduğuna dair beyitleri çekemiyiciiim. gider izdivaç seyrederim, daha iyi.

eveeet, bu dersimizde de çevirinin kitabın kalitesi için ne kadar mühim olduğunu öğrendik. ve popüler kültürün her daim kazandığını. şahsen pişmanım okuduğuma, hiçbi şey değil, gözüme yazık lan.

harry potter da aynı kesime hitap etsin diye yazıldı ama onun kurgusuna, üslubuna, karakterlerin oturmuşluğuna ve çevirmenine kurban olayım ben.

son olarak "süper süper" diye elinden düşürmeyen bir tanıdığıma (hayır abim olduğunu söylemeye utanıyorum) allah akıl fikir versin diyorum. malsın diyorum inanmıyosun hafız.