bugün
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- erkeğe ne hediye alınır28
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi10
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır9
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır9
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- anın görüntüsü19
- türkiyede çok abartılan arabalar22
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi20
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı20
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek14
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
Bir acıyı; mutluluk değil de, yeni bir acı unutturduğunda, gerçek ağrı asıl o zaman başlıyor... insan soruyor kendisine, nereden başlasam kanamaya? sondan başa mı? baştan sona mı?
Ben baştan sona gidiyorum, öyle yüzleşiyorum kendimle...Ve anlıyorum; daha sonraki yanılgıları doğuran, hep o ilk acı! O ilk kaybediş... O ilk gözyaşı... O ilk kez yıkılması bir insanın.... Diğer kaybedişler ise, sadece o ilk acıyı hatırlattığı için acıdan sayılıyor! Her şeyiyle gerçek olan aşk, eğer bir kez yaşanıyorsa, acılar diye bir şey yoktur aşk serüveninde. Tek bir acı vardır.... Yani o ilk kaybediş... O ilk gözyaşı... Ondan sonrakiler, O ilk acıyı tazeleyen yeni yüzler sadece... Yeni bedenlerde karşımıza çıkıp kendisini bize hatırlatıyor, dinmeyen o ilk sancı...! Gömülemeyen o eski yüz....! insan her kaybettiğine aşık olmadığı halde, yine de üzülüyor... Onu yeni bir acı, yeni bir kaybediş olarak görüyor. işte aşkın en büyük numarası bu... Aslında insan her yeni kaybedişte, O ilk kaybettiğine yas tutuyor... Başka bir kılığa giriyor ilk acı. Başka bir ses, başka bir ad, başka bir beden olup çıkıveriyor insanın karşısına. Yoksa bir insan; aşk serüveninde birden fazla kişi yüzünden acı çekecek kadar güçsüz olabilir mi?
Kim bilir kaç kişi seslenmiştir, yeni bir yüze eski acısının adıyla? Kim bilir kaç kişi demiştir, o da böyle kokardı, hareketleri ona ne kadar da çok benziyor diye. gömülemeyen o ilk aşk, geri tepiyor işte... ve bir çok insan, aslında ömrü boyunca aynı kişiyi seviyor, sadece bedenler farklı... baktığı gözlerin rengi değişik... ve yeni bir isim...kısacası aşka aşık insan... bana onu unutturdu- diyen birisi, bilmiyor ki; ona o eski mutluluğu, eski günlerini hatırlattığını-? O eski mutlu günlerini hatırlayan, mutlaka o zamanın kahramanını- da hatırlayacaktır.... Kimse kimseyi unutturamaz... Hatırlatır! Yeni olan, sevdiğinin o eski acısını rafa kaldırabilir ancak. eğer kapıda yeni bir ayrılık daha varsa; rafa kalkan o eski acı tekrar iner ait olduğu yere. Ve kişi, o klasik cümleyi kurar; yine olmadı, yine kaybettim hayır! ilk kaybedişi, o ilk gözyaşını, ilk yıkılmanı hatırladın hepsi bu..... o son giden, ilk gidenin bir parçası.... eski, yiter yenilerde der bazı insanlar, bazen öyle bir an gelir ki; özellikle de giderken, yeniler eskiyi diriltir.....
Kendimle yüzleşmek için, yola -baştan sona- çıktığımda gördüm ki; ilk kaybedişten öteye gidemiyor insan... Orada çakılı kalıyor. Oysa ben diğerlerine de yanmıştım? ilk kaybedişin acısı kandırmış meğer yılarca beni... Demek her kaybedişte,ilk ayrılığıma ağlamışım...
Pek çok insan, tek bir ayrılık?
Esmer; hüküm sürmeye devam ediyor tüm bitişlerde......
(bkz: aşk geçirilmesi gereken bir kızamık hastalığıdır)
Ben baştan sona gidiyorum, öyle yüzleşiyorum kendimle...Ve anlıyorum; daha sonraki yanılgıları doğuran, hep o ilk acı! O ilk kaybediş... O ilk gözyaşı... O ilk kez yıkılması bir insanın.... Diğer kaybedişler ise, sadece o ilk acıyı hatırlattığı için acıdan sayılıyor! Her şeyiyle gerçek olan aşk, eğer bir kez yaşanıyorsa, acılar diye bir şey yoktur aşk serüveninde. Tek bir acı vardır.... Yani o ilk kaybediş... O ilk gözyaşı... Ondan sonrakiler, O ilk acıyı tazeleyen yeni yüzler sadece... Yeni bedenlerde karşımıza çıkıp kendisini bize hatırlatıyor, dinmeyen o ilk sancı...! Gömülemeyen o eski yüz....! insan her kaybettiğine aşık olmadığı halde, yine de üzülüyor... Onu yeni bir acı, yeni bir kaybediş olarak görüyor. işte aşkın en büyük numarası bu... Aslında insan her yeni kaybedişte, O ilk kaybettiğine yas tutuyor... Başka bir kılığa giriyor ilk acı. Başka bir ses, başka bir ad, başka bir beden olup çıkıveriyor insanın karşısına. Yoksa bir insan; aşk serüveninde birden fazla kişi yüzünden acı çekecek kadar güçsüz olabilir mi?
Kim bilir kaç kişi seslenmiştir, yeni bir yüze eski acısının adıyla? Kim bilir kaç kişi demiştir, o da böyle kokardı, hareketleri ona ne kadar da çok benziyor diye. gömülemeyen o ilk aşk, geri tepiyor işte... ve bir çok insan, aslında ömrü boyunca aynı kişiyi seviyor, sadece bedenler farklı... baktığı gözlerin rengi değişik... ve yeni bir isim...kısacası aşka aşık insan... bana onu unutturdu- diyen birisi, bilmiyor ki; ona o eski mutluluğu, eski günlerini hatırlattığını-? O eski mutlu günlerini hatırlayan, mutlaka o zamanın kahramanını- da hatırlayacaktır.... Kimse kimseyi unutturamaz... Hatırlatır! Yeni olan, sevdiğinin o eski acısını rafa kaldırabilir ancak. eğer kapıda yeni bir ayrılık daha varsa; rafa kalkan o eski acı tekrar iner ait olduğu yere. Ve kişi, o klasik cümleyi kurar; yine olmadı, yine kaybettim hayır! ilk kaybedişi, o ilk gözyaşını, ilk yıkılmanı hatırladın hepsi bu..... o son giden, ilk gidenin bir parçası.... eski, yiter yenilerde der bazı insanlar, bazen öyle bir an gelir ki; özellikle de giderken, yeniler eskiyi diriltir.....
Kendimle yüzleşmek için, yola -baştan sona- çıktığımda gördüm ki; ilk kaybedişten öteye gidemiyor insan... Orada çakılı kalıyor. Oysa ben diğerlerine de yanmıştım? ilk kaybedişin acısı kandırmış meğer yılarca beni... Demek her kaybedişte,ilk ayrılığıma ağlamışım...
Pek çok insan, tek bir ayrılık?
Esmer; hüküm sürmeye devam ediyor tüm bitişlerde......
(bkz: aşk geçirilmesi gereken bir kızamık hastalığıdır)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar