bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Hayat hep sorun yok denmesi gerekildiğini belirtti.
Küçükken başladı sorun yok deyişlerimiz.

Küçük bir çocuktunuz ve koşarken yere düşmüştünüz. insanlar gelip yaranızı temizlemek veya size yardımcı olmak yerine sorun yok, bir şey yok demeyi tercih etti. Hayata karşı ilk kaybedişiniz de o andı neredeyse. Sorun yok dedikleri an sustunuz ama bir sorun vardı. Bacağınız, kolunuz, bileğiniz acıyor, yanıyordu. Bu bir sorundu. Bu, o küçücük çocuğun Büyük sorunuydu. Ama kaybetmiştiniz işte. Sorun yokmuş gibi davranmıştınız. Ağlamanız gerekirken acıyla dudaklarınızı bükmüştünüz.
Sorundu.

Hislerinizi görmezden geldiler, sorun yok dediniz.
Hayır, sorundu.
Canınız yandı, ağlamak istiyordunuz. insanlar size acırcasına bakmasın diye sorun yok dediniz.
Hayır, sorundu.
Görmezden gelindiniz, suçlandınız.
Sorun yok demiştiniz.
Ama hayır, sorundu.

Bunlar, her şey, sorun yok dediğiniz ne varsa ufak ya da büyük fark etmeksizin bir sorundu.

Her şey bir sorundu ve sizler küçük bir çocukken sorun yok demeyi tercih ettiniz. Sonra bu böyle devam etti. Reddedildiniz, acı çektiniz, ölecek gibi oldunuz, nefret ettiniz, mutluluk elinizden kayar oldu. Bunlar sorundu.
Ama işte siz, sorun yok demeyi tercih ettiniz.

Artık sorun; duygular, acılar, olaylar veya insanlar da değildi.
Artık asıl sorun sizdiniz.

Ancak sorun yoktu?
Asıl sorun bu gidişle, evet yok olacak.
Sorun yok değil artık, işte bu büyük bir sorun.
Günden güne sorun yok deyişlerinizin artmasıyla kendinizi kaybetmeniz bir sorun.
Aslında her şey sorun.