bugün

turk futbolunun kacirdigi yildizlar

1993-94 sezonu öncesi Samsunspor, Bolu'nun Gerede ilçesinde hazırlık kampı yapmaktadır. Takım 2. Lig'den yeni yükselmiş ve Ertuğrul Sağlam'lı güçlü bir kadroyu da beraberinde taşımış. Teknik direktörlüğe Romenlerin başarılı bir ismi, Gigi Multescu getirilmiş. işte o günlerde menajerler vasıtasıyla pek çok yabancı futbolcu takdim edilir Samsunsporlu yetkililere. O isimlerden biri de 19-20 yaşlarında sarı saçlı, mahcup, cılız bir Finlandiyalı'dır. Adı Sami, soyadı ise Hyypia...

hikâyenin gerisini Multescu'dan dinledim: O zamanlar çok gençti. ismi bilinmeyen herhangi bir futbolcuydu. Gerede kampımıza katılmış, birkaç gün kalmıştı. Kendisini idmanlarda denemiştik. Ancak birkaç idmanla karar vermek bir hayli zordu. Zaten o dönemlerde oldukça ağırdı. Üstelik tecrübesizdi de. Tabii bir de takımda onun pozisyonunda (stoper) oynayan Ercan Koloğlu vardı -ki o aralar oldukça formdaydı. O dönemde Multescu'nun yardımcısı olan Mehmet Ali Çınar da Romen teknik adamın Hyypia'yı beğenmediğini doğruluyor. Samsunspor yöneticisi Tarık Darende de Finli oyuncunun uyum sağlayamadığı için ülkesine döndüğünü belirtiyor.

Netice itibarıyla, bugün pek çok kimsenin varlığını bile anamayacağı Hyypia, Samsunspor tarafından denenmek üzere Gerede'ye getirilmiş ve ağır olduğu gerekçesiyle gönderilmiş durumda. Yani tam bir Türk filmi klasiği gibi. Şampiyonlar Ligi finali öncesi yapılan basın toplantısında Hyypia çıkıp da;Hani bir zamanlar beğenmediğiniz cılız ama gururlu genç vardı ya; işte o benim! deseydi ne de eğlenceli olurdu değil mi?

(bkz: sami hyypia)