bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım23
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- anın görüntüsü21
- artificialintelligence10
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın14
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- uzağı göremeyen insan19
- evlilik13
- bir şarkı sözü der ki11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- sözlük kızlarının don renkleri14
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri13
- patiswiss13
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu10
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
Bazı şeyleri anlamada kıt olan yazarımsının nickaltı.
Ergenekon: "ergene qon metni, sözel tarih anlamı yoluyla kaydedilmiştir. Aynı konuda müstensihlerden ve bana göre aynı zamanda sözel anlatıcıların uzak zaman olaylarını yeterince doğru hatırlamayışlarından dolayı ortaya çıkan yanlış kayıtlar ve tercüme hataları üzerinde togan da durmuştur. Togan, reşideddin hakkında yazmış olduğu ansiklopedi maddesinde, cami'üt tevarih'in Arapça, farsça ve moğolca nüshaları hakkında görüş belirtirken ayasofya nüshası hakkında şunu söyler: has isimlerde k ve q, ğ harflerinin karıştırılmasından anlaşılıyor ki, kitabın Arapça tercümesi Uygur harfleri ile yazılmış uygurca yahut moğolca aslından yapılmıştır. Bu konuda ve yazarın öteki eserleri üzerinde togan, ayrıca 'the composition of the history, the mongols by rashid al-din' adlı makalesinde de durmuştur. Ahmed ateş de, eserin bir kısmı ile ilgili yapmış olduğu neşirde ve tenkitlere yazdığı cevabı makalede müstensih hatalarına işaret eder. Eserin çeşitli yazma nüshalarında ve hatta nüsha içinde 'ergene qon' yanı sıra 'ergene', 'ürgene kon' gibi birçok farklı kayıt vardır. Bu farklı kayıtlara çeşitli zamanlara ait farklı müverrihlerin yazma eserlerinde rastlanır. Müneccimbaşı tarihinde de aynı ad dağa değil vadiye verilir ve türklerin çoğaldığı bu vadinin adı 'ergene qol' diye kaydedilir. Nihat Sami Banarlı, etrafı dağlar ile çevrili mukaddes toprağa bu adın verildiğini belirtir. Günümüzde bu adın, ergenekon ergenekun, 'ergene kon, ergene qun' gibi muhtelif yazı biçimleri vardır. Bütün bu gerçekler, elimizdeki sözcüğün zamanında doğru kaydedilmediğini, yanlış hatırlandığını ve yakıştırma açıklamalara maruz kaldığını göstermeye yeterlidir. Tabiatıyla, metinlerde görülen bu çelişkili durumu ortadan kaldırıcı bir çözümlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Burada, bu yer adını söz konusu çelişkili durumdan kurtarmak üzere yeni bir çözüm denemesi yapacağım."
"Başlıkta da görüldüğü gibi, bu çözüm denemesi için, [ergene kon] adlamasını şöyle bir denkleme dönüştürdüm: [ergene kon] =[erkin kün] mü? Denkleminin iki tarafında yer alan elemanların çözümlemesini, efsane metinlerinin tarihi yapıları içinde sakladıkları bilgileri, sorun ile ilişkili gördüğüm tarihi kaynak metinlerde yer alan açıklamaları ve ibareleri göz önünde tutmak, yorum ve filoloji imkanları ile, iki düzeyde gerçekleştirmeye çalışacağım. Sorununun çözümleme işlemleri için de türkler arasında türeme olgusunu anlatan ve farklı zamanlarda tespit edilmiş iki metni temel seçeceğim..." Gerisi ergenekon destanının ayrıntılarını anlatıyor.
Kaynak: ord. Prof. Dr. A. Zeki velidi togan "bozkurt efsanesi"
Halk (millet)
Bodun: "eski Türklerde halka "kün", "bodun" veya "el" (il) denmekteydi. Bunlardan "bodun", "boy" (bod) sözünün çoğulu olup, boylar Birliği anlamına gelmektedir. Çünkü, "bodun" (halk) aynı soydan olan ve aynı dili konuşan boyların bir başkan etrafında toplanmasıyla meydana gelmekteydi. Yine bir başkan tarafından "bodunlar"ın bir araya getirilmesiyle de Türk devleti (Türk eli) ortaya çıkmaktaydı."
Kaynak: Prof. Dr. Salim koca, "eski Türklerde devlet geleneği ve teşkilatı", gazi üniversitesi fen-edebiyat fakültesi.
Peki halk kimdir? (bu benden sana hediye olsun çakma devrimci)
"Halk teriminin ondokuzuncu yüzyıldaki çeşitli kullanımlarında görülen ciddi bir problem, bu terimin kaçınılmaz olarak bağımsız bir yapıdan ziyade, bağımlı bir yapı olarak tarif edilmiş olması gerçeği altında yatar. Başka bir ifadeyle, halk daha başka kümelerde oluşan gruplara tezat olarak tarif edilmiştir. Halk aşağı tabakası oluşturan, genel nüfus içinde bir sürü, bayağı ve kaba bir grup ve aynı toplumun seçkin tabakası (elite) ile tezat teşkil eden bir insan grubu olarak düşünülmüştür. Halk bir taraftan "medeniyetle" tezat olarak ele alınırken, yani halk medenileşmesi bir toplumda, medenileşmemiş bir unsur olarak kabul edilirken, diğer taraftan da vahşi veya ilkel toplum diye adlandırılan ve gelişme basamaklarından daha aşağıda kabul edilen bir grupla da tezat olarak kabul edilmiştir."
Bu, halkın 19. Yüzyıldaki tanımı. ilkel - Barbar (göçebe köylü) - medeni diye bir sıralaması var hatta.
Başka bir tanım: 'halk' terimi en azından ortak bir faktörü paylaşan herhangi bir insan grubunu ifade eder. Bu grubu birbirine bağlayan faktörün -ortak bir meslek, dil veya din olabilir-
Ne olduğu önemli değildir. Bundan daha önemli olan ise, herhangi bir sebebe bağlı olarak oluşan grubun kendisine ait olduğunu kabul ettiği bazı geleneklere sahip olmasıdır. (dundes; 1962:2)
Kaynak: alan dundes "halk kimdir" çeviren: metin ekici.
Ya devrimci yarim, senin için üşenmedim, eski makalelerimi buldum ve bunları yazdım. Göktürk kitabelerinin, doğu yüzünün ve batı yüzünün, kelime tahlillerinin çoğunu ezbere bilen insanım. Çoğul eklerini, yükleme hal eklerini, yön gösterme hal eklerini, ayrılma hal eklerini falan biliyorum. Göktürk kitabelerinin çevirisini, en az 20 kere de okudum. Muharrem ergin'in Orhun abideleri kitabını yutmuş insanım. Herkesi kendin gibi dönme sanmasan iyi olur. Kişi, kendinden bilir işi derler.
Ergenekon: "ergene qon metni, sözel tarih anlamı yoluyla kaydedilmiştir. Aynı konuda müstensihlerden ve bana göre aynı zamanda sözel anlatıcıların uzak zaman olaylarını yeterince doğru hatırlamayışlarından dolayı ortaya çıkan yanlış kayıtlar ve tercüme hataları üzerinde togan da durmuştur. Togan, reşideddin hakkında yazmış olduğu ansiklopedi maddesinde, cami'üt tevarih'in Arapça, farsça ve moğolca nüshaları hakkında görüş belirtirken ayasofya nüshası hakkında şunu söyler: has isimlerde k ve q, ğ harflerinin karıştırılmasından anlaşılıyor ki, kitabın Arapça tercümesi Uygur harfleri ile yazılmış uygurca yahut moğolca aslından yapılmıştır. Bu konuda ve yazarın öteki eserleri üzerinde togan, ayrıca 'the composition of the history, the mongols by rashid al-din' adlı makalesinde de durmuştur. Ahmed ateş de, eserin bir kısmı ile ilgili yapmış olduğu neşirde ve tenkitlere yazdığı cevabı makalede müstensih hatalarına işaret eder. Eserin çeşitli yazma nüshalarında ve hatta nüsha içinde 'ergene qon' yanı sıra 'ergene', 'ürgene kon' gibi birçok farklı kayıt vardır. Bu farklı kayıtlara çeşitli zamanlara ait farklı müverrihlerin yazma eserlerinde rastlanır. Müneccimbaşı tarihinde de aynı ad dağa değil vadiye verilir ve türklerin çoğaldığı bu vadinin adı 'ergene qol' diye kaydedilir. Nihat Sami Banarlı, etrafı dağlar ile çevrili mukaddes toprağa bu adın verildiğini belirtir. Günümüzde bu adın, ergenekon ergenekun, 'ergene kon, ergene qun' gibi muhtelif yazı biçimleri vardır. Bütün bu gerçekler, elimizdeki sözcüğün zamanında doğru kaydedilmediğini, yanlış hatırlandığını ve yakıştırma açıklamalara maruz kaldığını göstermeye yeterlidir. Tabiatıyla, metinlerde görülen bu çelişkili durumu ortadan kaldırıcı bir çözümlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Burada, bu yer adını söz konusu çelişkili durumdan kurtarmak üzere yeni bir çözüm denemesi yapacağım."
"Başlıkta da görüldüğü gibi, bu çözüm denemesi için, [ergene kon] adlamasını şöyle bir denkleme dönüştürdüm: [ergene kon] =[erkin kün] mü? Denkleminin iki tarafında yer alan elemanların çözümlemesini, efsane metinlerinin tarihi yapıları içinde sakladıkları bilgileri, sorun ile ilişkili gördüğüm tarihi kaynak metinlerde yer alan açıklamaları ve ibareleri göz önünde tutmak, yorum ve filoloji imkanları ile, iki düzeyde gerçekleştirmeye çalışacağım. Sorununun çözümleme işlemleri için de türkler arasında türeme olgusunu anlatan ve farklı zamanlarda tespit edilmiş iki metni temel seçeceğim..." Gerisi ergenekon destanının ayrıntılarını anlatıyor.
Kaynak: ord. Prof. Dr. A. Zeki velidi togan "bozkurt efsanesi"
Halk (millet)
Bodun: "eski Türklerde halka "kün", "bodun" veya "el" (il) denmekteydi. Bunlardan "bodun", "boy" (bod) sözünün çoğulu olup, boylar Birliği anlamına gelmektedir. Çünkü, "bodun" (halk) aynı soydan olan ve aynı dili konuşan boyların bir başkan etrafında toplanmasıyla meydana gelmekteydi. Yine bir başkan tarafından "bodunlar"ın bir araya getirilmesiyle de Türk devleti (Türk eli) ortaya çıkmaktaydı."
Kaynak: Prof. Dr. Salim koca, "eski Türklerde devlet geleneği ve teşkilatı", gazi üniversitesi fen-edebiyat fakültesi.
Peki halk kimdir? (bu benden sana hediye olsun çakma devrimci)
"Halk teriminin ondokuzuncu yüzyıldaki çeşitli kullanımlarında görülen ciddi bir problem, bu terimin kaçınılmaz olarak bağımsız bir yapıdan ziyade, bağımlı bir yapı olarak tarif edilmiş olması gerçeği altında yatar. Başka bir ifadeyle, halk daha başka kümelerde oluşan gruplara tezat olarak tarif edilmiştir. Halk aşağı tabakası oluşturan, genel nüfus içinde bir sürü, bayağı ve kaba bir grup ve aynı toplumun seçkin tabakası (elite) ile tezat teşkil eden bir insan grubu olarak düşünülmüştür. Halk bir taraftan "medeniyetle" tezat olarak ele alınırken, yani halk medenileşmesi bir toplumda, medenileşmemiş bir unsur olarak kabul edilirken, diğer taraftan da vahşi veya ilkel toplum diye adlandırılan ve gelişme basamaklarından daha aşağıda kabul edilen bir grupla da tezat olarak kabul edilmiştir."
Bu, halkın 19. Yüzyıldaki tanımı. ilkel - Barbar (göçebe köylü) - medeni diye bir sıralaması var hatta.
Başka bir tanım: 'halk' terimi en azından ortak bir faktörü paylaşan herhangi bir insan grubunu ifade eder. Bu grubu birbirine bağlayan faktörün -ortak bir meslek, dil veya din olabilir-
Ne olduğu önemli değildir. Bundan daha önemli olan ise, herhangi bir sebebe bağlı olarak oluşan grubun kendisine ait olduğunu kabul ettiği bazı geleneklere sahip olmasıdır. (dundes; 1962:2)
Kaynak: alan dundes "halk kimdir" çeviren: metin ekici.
Ya devrimci yarim, senin için üşenmedim, eski makalelerimi buldum ve bunları yazdım. Göktürk kitabelerinin, doğu yüzünün ve batı yüzünün, kelime tahlillerinin çoğunu ezbere bilen insanım. Çoğul eklerini, yükleme hal eklerini, yön gösterme hal eklerini, ayrılma hal eklerini falan biliyorum. Göktürk kitabelerinin çevirisini, en az 20 kere de okudum. Muharrem ergin'in Orhun abideleri kitabını yutmuş insanım. Herkesi kendin gibi dönme sanmasan iyi olur. Kişi, kendinden bilir işi derler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar