bugün

gidenin arkasından ağlamak

En sevdiğinizse, sırdaşınızsa, iki gözünün nuruysa, kıyamadığınız, sevmelere doyamadığınızsa, ağlar insan.
Hem özü ağlar, hem gözü...

Birkaç saat oldu gideli, gitmesine saatler kala başladı göğüs ağrım, hazırlanmasına yardım ederken içime içime ağladım, görmesin, üzülmesin, aklı bende kalmasın diye...

Şaklabanlıklar yaptım anlamasın diye, çenem düştü ha bire konuştum...
Çünkü susarsam fena olacak, mani olamayacağım gözyaşlarıma, üzeceğim onu da..

Gitti.
Eve sığamıyorum. Sümüklerim balon ola ola ağladım, bir de Feridun Düzağaç dinliyorum bir yandan, o söylüyor, ben böğürerek ağlıyorum.
Ev bok gibi ruhu gitti sanki, benzin döküp yakasım var.

Bir de, masada yesin diye çıkardığım cennet hurmaları var, onu da yemeden gitti, zaman kalmadı.En sevdiğidir halbuki...
Hurmaya bakıp bakıp yeniden ağladım.
Keşke yeseydi... Ne bilsin içime bu kadar çörekleneceğini...
Yoksa yerdi, kıyamaz bana..

Sevgi ne fena şey sözlük.
Hem bu denli mutlu eden hem de bu denli üzebilen başka bir duygu var mı ki?

Yaaa şu cennet hurmasını yiyeydi iyiydi...
Selametle git. Yine gel. Hep gel...