bugün

kuran çelişkileri

Allah ; Cebrail vasıtasıyla elçisi Muhammede vahy ! ettiği Kuranda kendi gücünün tarifini :

"Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, "ol" dememizdir. O da hemen oluverir"
(Nahl 40) diyerek yapıyor.

Böylesine azametli özgüven dolu,sınırsız güçü karşısında hak dini islama ve onun elçisi Muhammede "iman ve itaat" edilmesini ister.

Bu itaat ve iman emrine uymayaların da "Allaha ortak koşanların "onları yakalayıp hapsedilmelerini hatta artık buldukları yerde "öldürmelerini"
emreder. (Tevbe5)

Lakin bu emri verirken kendi sözlerini unutmuş,adeta çelişki oluşturmak ister gibidir.

"Allahın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez."
(Yûnus100)

Bu "emri" vahy ! etmemişcesine övündüğü o sınırsız gücüne rağmen yarattıklarını adeta kiralık katil misali kullanmak isteyerek,onlardan :
"Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mümin topluluğun gönüllerini ferahlatsın." diyerek istekte bulunmakta.
(Tevbe 14)

Halbuki buna gerek duymaması gerekmektedir zira:

"Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekûn iman ederlerdi. Böyle iken sen mi mümin olsunlar diye, insanları zorlayacaksın?(Yûnus 99)" diyerek
Elçisi Muhammedi ikaz etmektedir.

Ve bunun nedenini de

"Allah dileseydi ortak koşmazlardı."(Enâm107)
Belirtir.

Çünkü : "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır." (Bakara 256)

Lakin bu emri de yine bir öncekiyle tezat oluşturmaktadır.

"Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın" (Tevbe 5)

Sanki bu emrini de unutmuş veya yok saymaktadır.

"Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir."(Nahl 93)

Bu emrini unutmuş olmasından olsa gerek,aba altından sopa gösterircesine ;

"Rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız." ( Tâ-Hâ 127)
demeyi ihmal etmez.

Bir "tık" daha ileri giderek,insan akıl ve iradesini küçümsercesine onlardan

"Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz."(Bakara 216)

ister.
Burada da şu söylemleri havada kaldığını görmeyelim..

Nahl 93 Allah DiLESEYDi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, DiLEDiĞiNi saptırır, DiLEDiĞiNi DE doğru yola iletir.

Ve bu söylemlerin sahibi !

Bir şeyi dilediği zaman, Onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.( Yâsîn 82)

iddia eder.