bugün

müzikle uğraşan yazarlar

20 senedir müzisyenim. 20 sene oldu ama üst seviye olmadı. 20 senede virtüözlüğe çıkabilecek kapasitemi gerek 20 yıl önceki yaşadığım şehirdeki kursta edinebildiğim bilgiler ve daha sonra 4 yıllık kurs macerasından sonra kademe kademe kendi üretimime odaklanmam sebebiyle seviyemi orta yolda tuttum. müzik teorisini öğrendim diğer teorileri de öğrendim de çok karmaşık cümleleri kendi adıma daha doğrusu kimyama uygun bulmadım. arada atraksiyon lazım ama her şey deli gibi çalarak ve benzeri şeylerle olmuyor. show başka bir şey, sanat başka bir şey benim için. ben her işin doğalını makbul görüyorum. çünkü bu işin sonu yok bir adım ileri gidince bir adım daha gideyim diye düşünüyorsun. saplantılı oluyor sonra. o yüzden bir sınır çekmeyi bilmek önemli bence. çünkü bir de sahnede sunuma gelince o doğallığı tekrar sunabiliyorsunuz. stüdyo kayıtlarının daha başka sektörlerdeki yansıması şu, photoshop uygulamalarıyla detaylı fotoğraf düzenleme ile sumadan alkolü damıttıktan sonra ayırıp baş,kıç,orta ayrı ayıklamak gibi endüstri standartı yani stüdyo düzenlemesi müzikler. evet dijital ortamda bazı gereksinimler oluyor,referans, denge vb ses şiddetine yönelik şeyler,ufak tonlamalar bunlar normaldir eğer ki 10-15 enstrümana 50 kanal ayırıp kaydederseniz. fakat frekans temizlikliği diye bir şey var kayıda göre lazım oluyor da müziği parça parça öldürüyor. ayrıca sahnede o tonu yakalamak çok zorlaşıyor amacınız aynı şeyi sunmayı istemekse. her zaman o 15 enstürmanı sahnede bulamazsınız bulsanız da o soundu bulamazsınız. gidersin bir sanatçının konserine elbette konser ambiansı başkadır,güzeldir ama dinleyici olarak, stüdyo kaydına göre farktan da ziyade seste eksiklik hissedersin böyle olunca da kulağı iyi biriysen pek haz etmezsin. işte müzisyenlik böyle boktan bir şey. bir şeyleri duymaya başladıkça bazı şeyler çok güzel çok ayrıntılı gelse de bazı şeyler çok gereksiz geliyor. bir nevi bu kulak yeteneği zamanla saplantılar oluşturuyor. bu sebeple ne kadar az saplantı (müzisyen için zordur) o kadar haz veren müziktir müzisyen için. dolayısıyla saplantı büyükse haz büyük olur diye düşünür. yanılır. bak beatles'ın kayıtlarına, bak aşık veyselin kayıtlarına. elbette onlarda işlem görmüş ama öyle 50-60 kanal şeyler yok. ama haz ve duygu var. müzik duygulara hitap ediyorsa, doğal kayıt bence en doğrusu. ve dediğim gibi sahnede de aynı doğallıkla sunma şansınız var. özellikle rock gruplarına dikkat edin bir çoğu sahne tonundan dolayı eleştirilir. niye ? çünkü stüdyoda damıta damıta müziği belliyorlar da o yüzden ! işte böyle bir sürü saplantı soktu hayatıma bu müzisyenlik. şimdi ben hangilerini gereksiz frekans sayıp kafamdan ayıklayayım he ?