bugün

frankenstein

frankenstein ya da modern prometheus.
prometheus yunan mitolojisinde bir titan.
prometheus ve kardesleri zeka olarak diger tanrilardan üstünlerdir. prometheus insanligi yaratir ve zeus' iki kere kandirarak insanliga atesi verir. ates dedigimiz sey yaraticilik, bilim ve uygarlıktır. boylece insanlara ne kadar güçlü olduklarini ogretir, onlari egitir.

kitap mary'nin 19 yasinda yazdigi ilk bilim kurgu romani.
victor frankenstein ölmüş canlilarin organlarini kullanarak bir yaratik yaratıyor ve yaratik gozunu acar acmaz yarattigini terk edip gidiyor. (burasi mary dogarken annesinin olmesiyle tamamen ayni) kitap boyunca yaratik yaratıcısına isyan ediyor. istedigi sey var olmak. fakat toplum onu ne zaman gorse öldürmeye calisiyor hatta bir insani ölümden kurtarsa bile. bu nedenle surekli saklaniyor. yani aslinda var ama kimse onun var oldugunun farkinda degil. onu goren birkac kisinin de hissettigi tek sey nefret. yaratildigi ilk zamanlar amaci sevmek, sevilmek, erdemli olmak olan yaratik onu sevmeyenleri gordukce insanlara ozellikle yaraticisina kinleniyor.

" her yerde sadece benim degismez bir sekilde disinda birakildigim mutlulugu goruyorum. ben yardimsever ve iyiydim; aci beni iblis yaptı."

"sevgi uyandirmiyorsam, korku salacagim, ozellikle de sana cunku sondurulmez bir nefret duyuyorum yaraticima."

yaratik simdiye kadar okudugum en hakli, karakterlerden biri.
kacimiz bizi dinlesin bizimle konussun istedigimiz insanlardan bizi gercekten dinlediklerini goruyoruz? kacimiz sıfır kötülükle sevip karsiliginda kotuluk buluyoruz? kacimiz ne diye yaratildiginin farkinda? kacimiz gercekten yasadigini hissedip var olduguna inaniyor? veya var oldugumuzu gostermek icin neler yapiyoruz? neden yarattılar bizi?
yaratik gozlerini actigi andan itibaren yaraticisindan baslayarak onu goren herkese nefret ve igrenclik uyandirdigini fark edince iblis olmamasina sasmamali.