bugün
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı19
- sözlük yazarlarının pizzaları9
- jose mourinho24
- bekar kadın akşam yemeği10
- içlik giyer misiniz12
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- bütün sözlük erkekleri alçaktır18
- klarnet calan sarapci koala 68
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- narin güran19
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü30
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- neden sürekli kabız oluyorum18
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko9
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı107
- fenerbahçe taraftarı29
- ismail kartal9
- the crying one9
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- okan buruk18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
görsel
Mustafa Kemal, reisicumhur unvanıyla izmir'e ilk ziyaretinde cumhuriyetin inşası sürecinde en kritik konuları karara bağlamıştır. Bunların en başında genelkurmay ve halifelik kurumları vardır. Şehre gelişinin üçüncü haftasında Başbakan ismet inönü'nün halifenin bazı faaliyetlerine dair telgrafina cevap yazarken, "Her gün ufuktan saltanat güneşinin tuluğuna duacı bir hanedan ve mensupları" şeklinde sert bir ifade kullanması bu kurumun geleceği hakkında karara ulaştığını göstermektedir. Onun hilâfet kurumu hakkındaki olumsuz tutumunda asıl etken, 24 Kasım 1923 günü Hindistanlı Müslüman ismaililerin lideri Ağa Han ile Emir Ali'nin Başbakan ismet inönü'ye mektup göndererek halifenin siyasi pozisyonunun korunmasını istemeleri olmuştur. Bu mektubun muhatabının eline geçmeden istanbul gazetelerinde yer alması, Halife'nin diğer ülkelerden müttefikler aradığının ortaya çıkması şeklinde anlaşılmıştır. istiklal Harbi'ni büyük fedakarlıklarla kazanan bir ülkenin içişlerine karışılması elbette hoş karşılanmayacaktır. Bu olayın ardından Başbakan ismet inönü ve Savunma Bakanı Kâzım Özalp izmir'e gittiklerinde Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın bulunduğu bir toplantıda reisicumhur, "Artık hilafeti kaldırmanın zamanı gelmiştir; harp oyunlarından sonra Ankara'ya döner dönmez bu işi halletmek gerekiyor" diye konuşmuştur. Reisicumhur, Avrupa'da "vur patlasın çal oynasın" hayat süren Ağa Han'ın ingiliz ajanı olabileceğini de söylemiştir.
Ağa Han ile Emir Ali'nin mektupta, "Eğer islamlık dünyada büyük bir manevi güç olarak korunmak isteniyorsa, Halife'nin söz geçirme gücü ve onuru hiçbir zaman Papa'dan az olmamalıdır. Türkiye'nin gerçek dostları bizler, halifeliğin ve halifenin Müslüman milletlerin güven ve sevgisine layık bir yere yerleştirilmesini ve böylece Türkiye'ye onur ve güç kazandırılmasını" vurgulamaları yanında, yabancı basında bu konuda yapılan analizler de Ankara liderliğini rahatsız etmiştir.
Bunlardan, 18 Aralık günü ingiltere'nin Times gazetesinde Abbas Ali Baig imzasıyla yer alan "islam Birliği" başlıklı analizde, Mustafa Kemal'in halifeliğini islam dünyasının onaylayacağını ama hilafetin Ankara Türklerinin korktuğu gibi bir fitne merkezi değil, Müslüman liderlerden dostça uyarıların merkezi olduğunun kabulü istenmiştir. Müslüman nüfusu 10 milyonu bile bulmayan Türkiye'ye, 300 milyona yakın Müslüman'ı yöneten ingiltere'nin kontrolünde temsilcilerin seçeceği bir halifeye bağımlılık önerilmektedir. Bu ise, sömürgecilerin kendi Müslümanlarının bağımsızlık tutkusuna kapılmasından nasıl korktuklarını gösterir. Times gazetesi 29 Aralık ve 4 Ocak nüshalarında Türkiye'de başlayan gerginliğin ingiltere'nin amacına uygun olduğunu yazmaktadır. Analizde sahibine ulaşmadan özel bir mektubun gazetelerde yayımlanması eleştirilerek Ankara'nın kargaşaya sürüklendiğini ve asıl hedefin gerçekleştiği vurgulanmıştır:
Ankara hükümetine büyük darbe oldu... "Cumhuriyete darbe" diyorlar, anlaşılıyor ki sinirler bozuk... Sebebi, halk içinde büyük sefalet var ve hiçbir şey yapamadığı için hükümeti eleştiriyorlar... Bütçe açığı beklenenden fazla... Mustafa Kemal hasta ve izmir'e kapandı...
31 Ocak günü Beyrut'un Arap gazetesi el Belag'da yer alan analiz ise bütün islam dünyasını karıştırmaya yönelik büyük oyunu haber vermektedir:
Ne kadar yazık ki, hilafet meselesi Müslümanlar arasında anlaşmazlıklara sebep oluyor. Türklerin bir kısmı halifenin Arap, Afgan veya başka milletten olmasına aldırmıyor. Bir kısmı ise, Türkiye'ye aittir diye bırakmak istemiyor. Üç aday ve onları destekleyen üç ülke var: ingiltere, Fransa, italya. Özellikle ingiltere, bütün islam dünyasını emrine almak istiyor. Vahdettin, hakkından asla vazgeçmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı çıkmaya hazır olduğunu söyledi. Halkının istemesini bekliyor. Kendi kendimize soruyoruz, acaba ingilizler isteyince iddiasından vazgeçer mi ? ingilizler yeni darbeler hazırlıyorlar.
▪︎ Kaynaklar 》
Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar, s.236-238.
Kâzım Özalp - Teoman Özalp, Atatürk'ten Anılar, s.28-29.
Willy Sperco, Mustafa Kemal Atatürk, s.137.
Orhan Koloğlu, Türk-Arap ilişkileri Tarihi, s.354-355.
(27 Ocak 1923, izmir) ...
https://www.facebook.com/...5/posts/2798216476970734/
Mustafa Kemal, reisicumhur unvanıyla izmir'e ilk ziyaretinde cumhuriyetin inşası sürecinde en kritik konuları karara bağlamıştır. Bunların en başında genelkurmay ve halifelik kurumları vardır. Şehre gelişinin üçüncü haftasında Başbakan ismet inönü'nün halifenin bazı faaliyetlerine dair telgrafina cevap yazarken, "Her gün ufuktan saltanat güneşinin tuluğuna duacı bir hanedan ve mensupları" şeklinde sert bir ifade kullanması bu kurumun geleceği hakkında karara ulaştığını göstermektedir. Onun hilâfet kurumu hakkındaki olumsuz tutumunda asıl etken, 24 Kasım 1923 günü Hindistanlı Müslüman ismaililerin lideri Ağa Han ile Emir Ali'nin Başbakan ismet inönü'ye mektup göndererek halifenin siyasi pozisyonunun korunmasını istemeleri olmuştur. Bu mektubun muhatabının eline geçmeden istanbul gazetelerinde yer alması, Halife'nin diğer ülkelerden müttefikler aradığının ortaya çıkması şeklinde anlaşılmıştır. istiklal Harbi'ni büyük fedakarlıklarla kazanan bir ülkenin içişlerine karışılması elbette hoş karşılanmayacaktır. Bu olayın ardından Başbakan ismet inönü ve Savunma Bakanı Kâzım Özalp izmir'e gittiklerinde Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın bulunduğu bir toplantıda reisicumhur, "Artık hilafeti kaldırmanın zamanı gelmiştir; harp oyunlarından sonra Ankara'ya döner dönmez bu işi halletmek gerekiyor" diye konuşmuştur. Reisicumhur, Avrupa'da "vur patlasın çal oynasın" hayat süren Ağa Han'ın ingiliz ajanı olabileceğini de söylemiştir.
Ağa Han ile Emir Ali'nin mektupta, "Eğer islamlık dünyada büyük bir manevi güç olarak korunmak isteniyorsa, Halife'nin söz geçirme gücü ve onuru hiçbir zaman Papa'dan az olmamalıdır. Türkiye'nin gerçek dostları bizler, halifeliğin ve halifenin Müslüman milletlerin güven ve sevgisine layık bir yere yerleştirilmesini ve böylece Türkiye'ye onur ve güç kazandırılmasını" vurgulamaları yanında, yabancı basında bu konuda yapılan analizler de Ankara liderliğini rahatsız etmiştir.
Bunlardan, 18 Aralık günü ingiltere'nin Times gazetesinde Abbas Ali Baig imzasıyla yer alan "islam Birliği" başlıklı analizde, Mustafa Kemal'in halifeliğini islam dünyasının onaylayacağını ama hilafetin Ankara Türklerinin korktuğu gibi bir fitne merkezi değil, Müslüman liderlerden dostça uyarıların merkezi olduğunun kabulü istenmiştir. Müslüman nüfusu 10 milyonu bile bulmayan Türkiye'ye, 300 milyona yakın Müslüman'ı yöneten ingiltere'nin kontrolünde temsilcilerin seçeceği bir halifeye bağımlılık önerilmektedir. Bu ise, sömürgecilerin kendi Müslümanlarının bağımsızlık tutkusuna kapılmasından nasıl korktuklarını gösterir. Times gazetesi 29 Aralık ve 4 Ocak nüshalarında Türkiye'de başlayan gerginliğin ingiltere'nin amacına uygun olduğunu yazmaktadır. Analizde sahibine ulaşmadan özel bir mektubun gazetelerde yayımlanması eleştirilerek Ankara'nın kargaşaya sürüklendiğini ve asıl hedefin gerçekleştiği vurgulanmıştır:
Ankara hükümetine büyük darbe oldu... "Cumhuriyete darbe" diyorlar, anlaşılıyor ki sinirler bozuk... Sebebi, halk içinde büyük sefalet var ve hiçbir şey yapamadığı için hükümeti eleştiriyorlar... Bütçe açığı beklenenden fazla... Mustafa Kemal hasta ve izmir'e kapandı...
31 Ocak günü Beyrut'un Arap gazetesi el Belag'da yer alan analiz ise bütün islam dünyasını karıştırmaya yönelik büyük oyunu haber vermektedir:
Ne kadar yazık ki, hilafet meselesi Müslümanlar arasında anlaşmazlıklara sebep oluyor. Türklerin bir kısmı halifenin Arap, Afgan veya başka milletten olmasına aldırmıyor. Bir kısmı ise, Türkiye'ye aittir diye bırakmak istemiyor. Üç aday ve onları destekleyen üç ülke var: ingiltere, Fransa, italya. Özellikle ingiltere, bütün islam dünyasını emrine almak istiyor. Vahdettin, hakkından asla vazgeçmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı çıkmaya hazır olduğunu söyledi. Halkının istemesini bekliyor. Kendi kendimize soruyoruz, acaba ingilizler isteyince iddiasından vazgeçer mi ? ingilizler yeni darbeler hazırlıyorlar.
▪︎ Kaynaklar 》
Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar, s.236-238.
Kâzım Özalp - Teoman Özalp, Atatürk'ten Anılar, s.28-29.
Willy Sperco, Mustafa Kemal Atatürk, s.137.
Orhan Koloğlu, Türk-Arap ilişkileri Tarihi, s.354-355.
(27 Ocak 1923, izmir) ...
https://www.facebook.com/...5/posts/2798216476970734/
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar