bugün

kendini özlemek

Kendime kavuşabilmek adına onlarca kez psikoloğa gitmek için adım atmaya başladım bir süredir. Kabullendim bunu. Zihnimizin derinliklerini iyileştirmenin yalnızca ilaçlarla gitmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Çünkü film izlemeyi deliler gibi özlüyorum. Nadiren de olsa film izleyebilmeyi deniyorum. 5 parçaya bölüp günlere dağıtarak seyretmeyi deniyorum. Deniyorum.. Bitirebilmeyi hayal etmiyorum, başlayabilmek bile bir mesele kafamın içindeki yankılanımda. Sanat anlayışımı kaybetmeyi günden güne seyrettim. Vücut boyama sanatının önemini, boya kalemlerimin, hayatı seyredişimin kıymetini her saniye arzuluyorum. Bekliyorum. -beni tanıyan çevrem biliyor ki sanat için yaşanılırdır bu hayat benim için- felsefe kitaplarımla bir bütündür yaşamım. Geceleri donanabilmektir tüm isteğim.
Bunların hepsini arzulamak ve beklemek dışında gelen ataklarımı kontrol altına alamıyorum problemlerimi anlatırken. Kendimi iyileştirebilmek adına zihnimi anlatmaya başladığımda avuç içlerimdeki aşırı sıcaklığı buzluğa koysam da soğutamıyorum. Soğutamam. Bacaklarımdaki karıncalanmayı, titremeyi. Sevişirken gözyaşlarına boğulmayı.
Literatürdeki Tanımımı, yaşadığım etiketlenmeyi biliyor olmak ve önlem alamayacağım kadar kontrol dışında kalmış olmak vücudumdaki camları her gün paramparça ediyor.