bugün

kurandaki bilimsel hatalar

vardır ya da yoktur ama önemli olan bu değil.
önemli olan hayatı ortalama bir mutluluk seviyesinde geçirebilmektir çünkü sonrası hakkında kesin bilgilerimiz yok.
o yüzden bırakın inanan inansın inanmayan inanmasın.
hayat, kendini avutmaktır. şarkı dinlersin, film izlersin. bişeylerle oyalanırsın aksi halde sıkıntıdan ölürsün.
insanlara bakıyorum bilhassa, okuyamamış, köy, kasaba veya varoş ortamında doğmuş, büyümüş olanlara, dinle mutlular. inandıkları için, bi beklentileri var. ayrıca bu onların hayatlarının bir kısmını da düzenliyor, frenliyor veya motive ediyor.
inancları olmasa, belki aşırı şeylere yönelecekler, bu da hem onlara , hem toplumlara zarar verecek.
gerçi dış dünyada inandıkları için kötü şeyler yapan ya da öyle gösterilen insanlar da var ama büyük çoğunluk yapmıyor yani inançları onların topluma daha uyumlu olmasını sağlıyor.
inançları olmasa, bu eğitim alamamış insanları eğitmeniz ne zaman ne de maddi olarak imkansız.

öyleyse yıkmayın. inanç bir disiplindir ve hiç bir inanç kötülük yapın diye teşvikte bulunmaz.
yani inacı yıkarsanız, yerine ikame edeceğiniz bir disiplin yok.
insanlar var olduklarından beri katkı yaptıkları bir inanç sistemi oluşturmuşlar. bunu zaman zaman revize etmişler. çok tanrılıyken, tek tanrılı yapmışlar mesela ve bu sistem içinde insanlığın binlerce yıllık tecrübeleri var.

bu söylediklerimden din yoktur, yaratıcı yoktur anlamı çıkmasın.

anlatmak istediğim, hayatı mutlu geçirebilmek için, inanç gereklidir ve hiç bir inanç kötülüğe prim vermez. insanlık için faydalı olan her şey saygı görmelidir.

not:inançlıyım ama inancı irdelemekten de kaçınmam. büyük güçlere sahip yaratıcının gönderdiğine inandığımız sistem, benim gibi bir zayıfın irdelemeleri ile zarar görmez.