bugün

cüneyt arkın

çocukken televizyonda, cüneyt arkın'ın hayatının ve yeşilçam macerasının nasıl başladığının anlatıldığı, şu an adını hatırlayamadığım, fakat o yaşıma rağmen beni çok etkileyen bir program izlemiştim. programı yıllar sonra tekrar izlemeyi çok istedim, internetten defalarca kez araştırdım fakat ne yazık ki bulamadım.

programda arkın'ın kendi ağzından anlatıldığı bir bölüm vardı ki; çok küçük olmama rağmen hala çok net hatırlarım; ''istanbul' a geldiğimde diş hekimliği fakültesinden yeni mezun, askerliğini yedek subay olarak tamamlamış eskişehirli bir delikanlıydım. elimde küçük eski bir bavul, üzerimde teğmen apoletleri sökülmüş subay paltom ve cebimde ... kadar param vardı.
figüranlıktan günlük, ... kadar para kazanıyordum ve bu miktar ancak kiraladığım yatağın 10 günlük kira ücretini karşılayabiliyordu. kazandığım ilk parayla paramın yettiği kadar, portakal aldım. hayatımda hiç portakal yememiştim ve en sevdiğim meyve portakaldı. üstelik portakalın nasıl yenildiğini bile bilmiyordum. ve bu bilinçsizlikle 2 kg portakalı oturup, kabuklarıyla birlikte yedim. arkadaşlarım beni hastaneye kaldırmak zorunda kaldı.
dublörsüz çalıştığım bir sahnede bacağımı kırmıştım, aileme söylemedim ve üç ay beş parasız yattım. yine arkadaşlarımın getirdiklerini yedim.....''

işte beni çocukken hüngür hüngür ağlatan ve günlerce etkisinden çıkamadığım bu program, hala her portakal yediğimde aklıma gelir ve yutkunamam.

Edit: kesinlikle diş hekimliği mezunudur. Hikaye birebir kendi ağzındandır. Fakat mesleğini hiçbir zaman yapmamıştır.