bugün

din bilimin bir gun ulasacagi nihayettir

gerçekleri konuşmakta fayda olduğunu düşünüyorum ve son bir müdahale de bulunmayı bu konuda kendime görev biçiyorum. insanoğlunun her şeyi anlayamayacağı konusu kuramsal olarak tartışılsa da pratik her daim bu görüşü yalanlamıştır. hayatın o devindirici gücü bu kuramsal açıdan her şeyin bilinemeyeceği görüşünü büyük bir oranda yalanlamıştır. doğayı anlamanın giderek kompleksleşmesi bunu savunanlar için bir umut ışığı olsa da onların deyişiyle tabula rasa'larımız yani boş levhalarımız gün geçtikçe daha çok şeyi keşfetmesi ciddi bir tesadüf sanırım! ama olayın bu olmadığını hepimiz biliyoruz. olay çok açık; burada dinin varlığı, bir yaratıcının zorunlu oluşundan bağımsız olarak konuşuyorum, bu konuya girmek olayı kısırlaştıracaktır, evren bilinebilir bir şeydir ve bu süreç sürekli olarak ilerleyecektir. bir durma noktası yoktur çünkü evrende bizler gibi sürekli hareket eden bir olgudur, o nedenle bilgilerimiz her daim değişecektir ama evrenin bilinmez olduğu yalanı her gün yeniden yıkılacaktır!

öte yandan insan zihninin sonsuzluğu barındıramayacağı ifadesi bile kendi içide bir tutarsızlık taşımaktadır. tutarlı olma niyetinde değilimi tutarlılık çoğunlukla küçük beyinlerin işidir. ama ön açıcı ve ilerlemeci bir fikrin ise benimsenmesi şarttır. sonsuzluk kavramı insan tarafından yaratılmıştır, pek çok bilim alanında kullanılır. yaratılmış bir yapının özne olan insan tarafından çevrelenmiş olması onun fikrinin zihinde bulunmadığını nereden çıkartmaktadır? öznenin zihninde var olmayan bir şey nasıl aniden ortaya çıkar o halde? bu sorunun cevabı ise bunın bir süreçle olduğudur. somut şartların somut bir ifadesiyle ortaya çıkmıştır sonsuzluk ve zihnimizin kendisinde soyutlama ile bulunabilir. yöntemin gücüne güvenelim!