bugün

allah ın ibadeti şart koşması

çünkü allah bizleri yaratmıştır ve minnet duymamız gerekir. bu duruma bir cevaptır ama doğru bir cevap değildir. elbette herkesin kendisine hayrı dokunan birilerine minnet duyması vefa göstermesi bir borç olarak görülebilir ama bunun dayatılması ve şart koşulması ayrı bir durumdur. kabul edelim ki allah tarafından yaratıldık. allah iyiliğin de kötülüğün de sahibi sıfatlara sahiptir. gerçekte bizim ibadet etmemize ihtiyacı yoktur. minnet duygusuyla o' na tapınmamız ancak bizim vefamızdan, kadir kıymet bilişimizden olabilir. ama allah' ın bana tapın diye buyurması; namaz kılmamızı, oruç tutmamızı, geceleri o' na dualar etmemizi, adına adaklar adamamızı, hacca gitmemizi v.b.. birçok ibadet biçimiyle tapınmamızı "emretmesi" anlaşılmazdır. allah için bu ibadeti bize şart koşan peygamberleri olsa daha anlaşılırdır aslında. peygamber der ki: "işte hepimizi yaratan tanrı bir ve tek olan allah' tır. bu müjdeye sahip çıkın! ve nefes almanızı sağlayan bu gücün karşısında diz çökün". ama öyle değil! bunu bizatihi allah' ın kendisi şart koşuyor. bana tapının diyor. işte bana işin bu kısmı anlaşılmaz geliyor. soru şudur: "ama neden?"