bugün

düşecek olan uçakta ateist kalmaz

korkunun, insan ile inanç arasında mutlak bir köprü görevi gördüğünün bir göstergesidir. Bu tanımın geçmişte bir çok örneği vardır. Korkuyu tohum olarak ele alırsak, inanç yeşeren bir çiçek diyebiliriz. -sulandığı takdirde- inançsız birinin, yaşadığı süre içersinde çok kötü boşluğa düşmesi gerekir ki bir şeye inanası gelsin. Çünkü her ne kadar inanmıyorum diyen insan, üzüldüğünde veya vicdanen sıkıntı içinde olduğunda birilerinden mutlak suretle yardım ister çünkü bazı sorunlar vardır ki tek başına üstesinden gelemezsin. insanın inanmak için uçağın düşmesini beklememesi gerekirken, düştüğünde bile ''şans işte ne olucaksa olsun'' demesi yani diyeceğini söylemesi gerçekten gülünç.

Yukarda ''geçmişteki bir örnekten'' bahsetmiştim. Peki nedir bu örnek ?
Musa peygamber denizi ikiye yarmadan önce Firavun kendini Tanrı ilan ediyordu. Tüm Dünya'nın onun avuçlarının içinde olduğunu sanıyordu ve bunu halkına zorla enpoze ettiriyordu. Fakat ne oldu sonunda ? Tam boğulmadan saniyeler önce imana gelip secdeye durdu.. Ama ne fayda ? Bunun kanıtı hem Kur'an da hem de müze de var. Bu örneğe ve bazı kişilerin sorusuna en güzel cevapta Firavunun ölüm anından saniyeler önce imana gelmiş olmasıdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar