bugün

türkiye nin işgalci olmadığını rumlara anlatmak

Olumlu sonuç veren eylemdir. Bizzat deneyimledim. Bir tane Kıbrıslı Rum asker, bana: "Kıbrıslı Türkler iyi; Ama Türkiye kötü, işgalci." Dedi. Sonra ben ona, Türklerin işgalci olmadığını anlattım. Türkiye'nin, Kıbrıs Türk halkını katliamdan kurtarmak için geldiğini açıkladım. Türkiye işgalci olsaydı, 1974'te tüm Kıbrıs'ı alırdı; Ama almadı; Sadece katliamları sona erdirdi; Katliama uğrayan Kıbrıs Türklerinin can güvenliğini sağladı ve sağlamaya devam ediyor. Eğer Rumların Türklere saldırma amacı yoksa, adadaki Türk askerinden rahatsız olmamaları gerek. Çünkü Rum halkı da Türkiye sayesinde şu an huzur ve güven ortamında yaşıyor. Bazı Rumlar unuttu; Ama ben hatırlatmak isterim: Sampson, tüm Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak için hem Türkleri hem de Rumları katlediyordu. Evet, sadece Türkleri değil, kendisine karşı gelen Rumları da katlediyordu. Sampson tüm Kıbrıs'ın Yunanistan'a ait olması için Rum/ Türk ayırt etmeden, zalimce katliam yapıyordu.
Kıbrıs'taki bir Türk doktorun eşi ve 3 çocuğu da zalimce katledilince, Türkiye, bu insanlık suçuna daha fazla dayanamadı ve harekat düzenledi. Ve o harekatta Türk ordusu, bugün olduğu gibi, masum sivillerin zarar görmemesi için özen göstermiş; Hatta Türk askerleri, Eleni isimli bir küçük Rum kızı kurtarıp ingiltere'ye göndermiş ve can güvenliğini sağlamışlar. işte millet olarak bizim en önemli farkımız, bu: Vicdan ve merhamet duygumuzun yüksek olması. Zaten dünyada bu kadar haksızlığa uğrayan bir ülke olmamızın bir sebebi de, vicdanlı ve merhametli bir millet olmamızdır. Türkler, hiçbir zaman canileşemez. Hocalı katliamını yapan Ermeniler, bir bebeğin canlı canlı derisini yüzdü; Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs'ta diri diri çukurlara dolduruldu ve üzerine toprak atılıp dozerlerle üzerinden geçilmek suretiyle ezilerek can verdi. Bu yüzden şu an kıbrıs'ta Birleşmis Milletler'in "kayıp şahıslar Komitesi" hala hizmet vermektedir. Yerin altından çıkarılan Şehitler, ailelerine teslim edilmektedir. Katliamın üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, cansız bedenine ulaşılamamış olan ve hala aranmakta olan birçok kayıp şehit var. Ve Biz, Türkler, böyle sayısız zulüm görmüş bir millet olmamıza rağmen, vicdanımızı ve merhamerimizi hiç yitirmedik. Bu yüzden bizi "biz" yapan özelliklerimizden biri, budur.
Bunu anlattığım zaman, Rum askeri de bana hak verdi. Bir de bana şöyle söylemişti: "Benim Kıbrıslı Türk arkadaşlarım vardı; küçükken Kıbrıslı Türk çocuklarla futbol oynardım; Seninle de görüşeceğim." Dedi. Ben de ona Rum olduğu için korktuğumu ve bu yüzden bir Rum ile görüşmeyeceğimi söyledim. O da bana farklılıklara saygı duyduğunu söyledi. "ilk Girlfriend'im Kıbrıslı Türk'tü." dedi. Sonra ben de ona, küçükken Kıbrıslı Türk çocuklarla futbol oynadığı zaman hangi dilde konuştuklarını, sordum. "Kıbrıs Türkçesi konuşuyordum." Dedi. Aslında dikkatli bakılınca Rumlar küçükken Türk düşmanı değilmiş; Okulda ırkçı eğitim sistemi sebebiyle Türk düşmanı olmuşlar. Ama ben ona gerçekleri anlattım ve artık Türk düşmanı değil. Çok güzel resimler gönderiyor:
görsel
Ben de onu Facebook'ta Milliyetçi Kıbrıslı Türklerin bir grubuna ekledim.
Şunu anladım: Aslında Rumlar, bizi tanımadığı için Türk düşmanı oluyor. Beni tanıyınca seviyorlar Türkleri. Çünkü ben onlara anlatıyorum: "Türkiye gelmeseydi; Sampson hepimizi kesecekti; Sizin de atalarınızı yok edecekti; Bizim de... Siz de olmayacaktınız; Biz de... Sampson, ada'daki Rumları ve Türkleri yok edecekti ve burayı Yunanistan'a bağlayacaktı. Yunanistan'dan buraya nüfus getirecekti. O zaman Anastasiades de başkan olmayacaktı ve şimdiki bakanların hiçbiri olmayacaktı. Anastasiades ve tüm Rum yöneticiler, Türkiye sayesinde parlamentodalar. Türkiye olmasaydı, siz de olmazdınız." Diyorum ve onlar da gerçekleri anlıyor; Düşmanlık duygusundan vazgeçiyorlar böylece. Ben bunu bizzat deneyimledim. Bu yüzden konuşmak ve anlatmak, çok önemli. Hepimiz Rumlara gerçekleri anlatırsak, hepsi gerçekleri görür ve bizim ne kadar iyi bir millet olduğumuzu anlar.