bugün

100 dolara erkeklerle yatan sözlük yazarı

nasıl yazsam, kelimeleri nasıl bir araya getirsem. nasıl döksem içimi, nasıl kimseyi rahatsız etmeden kussam içimdekileri. neden yazıyorum buraya bilmiyorum. şu an yaş akıyor gözümden, sildim." neden yazıyorsun? şov mu yapıyorsun" diyecekler biraz sonra. ona da hazırım. ama yazmalıydım. üzgünüm.

yazacak hiçbir yerim yok, blogum kapandı, ekşi sözlük maceram biteli seneler oluyor, onpunto da yok artık. mazur görün beni, kötü örnek olmuyorum kimseye. gerçek bunlar, siz evinizde uzanırken nelere şahit oldu bu vücut. anlatamıyorum hepsini, sigara izlerini açıklayamam, tırnak izleri bende kalsın. ben size 100 dolara erkeklerle yatan sözlük yazarını anlatayım.

benim bu yazar. 100 dolar için bedenini bir saatliğine kiralattıran, her kiralama sonrası kusan, iyi para kazanan ama bu parasının hepsini içkiye yatıran konsomatris. utanıyorum yazarken, ama yazmayınca kötüyüm. gözlerimin altı şiş uyuyamamaktan. belki diyorum, belki yazarsam düzelir. özür dilerim hepinizden. sahte değilim ben. gri bi insanım sadece. özür dilerim hepinizden, ama yazmalıyım. kusucam yoksa.

sigara izleri ve morluklardan sonra, tırnak izlerinden önce bir zaman diyelim. sokaklarda yatmamdan önce, evden kovulmamdan sonra. babamdan yediğim dayaktan sonra, annemin kollarında uyumamdan önce. parasız kalmamdan sonra, tüm paramı içkiye yatırdığımdan önce.

beş parasız bir bardayım. biri geliyor yanıma, " yakışıklısın, hoşsun." böyle başlıyor hikaye. ilk onun oluyorum. cüssesi iri, zengin, takım elbiseli... en pahalı onunum ben. 3 gün boyunca onunum. 4. gün üstüme takım elbise alıyor bir tane, t shirtler alıyor, blazer bir ceket, bir miktar para.

hoşuma gidiyor bu iyi insanın yanında olmak. kollarında uyumak hoşuma gidiyor. evli ama, karısını seviyor ama eşcinsel olduğunu gizliyor herkesten. kendinden bile...

o karısının yanına gidiyor, ben barıma geri dönüyorum. cebimde var biraz para. ilk bikaç gün idare ediyorum. sonraki günler müşteri arıyor barın sahibi bana. kabul etmiyorum önce, ama parasızım. pek şansım yok.

1 saatliğine kiralıyorum bedenimi. 100 dolara. normalde haftada kazandığımı bir saatte kazanıyorum yani. biri geliyor, tanımadığım. masama 100 dolara bırakıp elimden tutuyor. barın tuvaletine gidiyoruz ya da arka odasına. 1 saat onun oluyorum. sonra tuvalete gidip içimdekileri kusuyorum. alafranga tuvalete oturup içimdekileri dışarı atıyorum. tanımadığım insanın pisliğini.

arkamdan adamın penisinden çıkan iğrençlikler akıyor. 1 saat sonra başkası olucak onun yerinde. 1 saat sonra başkası. fahişe oluyorum resmen, olmamak için her şeyimi vereceğim. hayat diyorum. cennet değil burası, sadece dünya. alışırım diyorum. 2 hafta dayanıyorum. 2 uzun hafta. on dört gün yani. günde 500 dolar kazandığım oluyor, hesap edin kişi sayısını. hesap edin içimden çıkan iğrençlikleri. kaç kişinin içimden çıktığını düşünün.

2 haftanın sonunda takım elbisemi giyiyorum. ilk kazandığım takım elbise bu. zengin müşterimin hatırası. siyah, parlıyor üzerimde. cebimde 2 haftada kazandığım para var. çok zenginim, çok.

bugün benim günüm diyorum, paramı cebime koyuyorum. takım elbisem üzerimde, kuaföre gidiyorum. saçlarımı yaptırıyorum. 50 dolar veriyorum kuaföre, üstü kalsın diyorum. şaşırıyor çırak, seviniyor. dünyanın en yakışıklı adamıyım şu an. artık sevmediğim kimsenin penisini ellemek zorunda değilim. şu an güç bende, çünkü para bende.

bir bara gidip viski söylüyorum. yanıma biri geliyor, " naber nasılsın" diyor...