bugün

ikinci abdülhamid

yerilmesi ve övülmesi konusunda ifrat ve tefrit arasında kalınmasına karşıyım ama öylesine malca yorumlar var ki insan embesilliğin böylesine hayret ediyor!

her on sayfada bir bismarck ın gramaj ölçüsüyle verdiği bir zeka hesabı yok diyoruz ama geri zekalılar gelip hala bismarck şöyle dedi böyle dedi diyor. öyle bir sözü yok adamın, yeter artık. zaten bismarck dediğin adam 1889'da şansölyelikten düştü, neyi görüp de böyle bir yorum yapacak?

biri gelip demiş ki; mithat paşa tershane konferansı'nda olay çıkardı. bu tarih bilmez herifler kanun-ı esâsi'nin neden ilan edildiğini fark edememiş herhalde. aynı tipler bir de diyor ki abdülhamid işi diplomasiyle çözecekti askdssakds... lan hayatında saray dışına sadece amcasının avrupa gezisi sayesinde çıkmış biri neyle çözecek o sorunları?

abdülhamid'in diğer sorunları çözüşüne bakalım:

tunus'u kaybettik, savaşmadık. yunanistan ile savaştık, kazansak da avrupa'ya rest çekemeyip teselya'yı kaybettik. ingilizler mısır'a el koydu, protesto bile edemedik. keçecizade, zamanında girit'i ancak aldığımız fiyattan veririz diyordu, bedavadan verdik. kıbrıs'ı ingilizler'e pazarlık armağanı olarak verdik. daha da uzar gider.

93 harbi'ni kaybediş sebebimizin abdülhamid'in olmayan askeri bilgisiyle savaşı yıldız sarayı'ndan yönetme sevdası olduğunu yazmaz mesela çoğu eser. bu yüzden onun fazla ilişmediği doğu cephesinde ahmet muhtar paşa nispeten olmayan demiryolu ve yetersiz ikmale rağmen rus ordusu'na direnebildiyse de batı cephesinde kaybettik ve abdülhamid hemen cephenin suçunu süleyman paşa'ya, savaşın suçunu da mithat paşa'ya atıp meclisi tatile yolladı.

rus çarı ii. alexander ordusuyla cepheye geldiği halde ordusunun sevk ve yönetimini kurmaylarına bırakmış, hatta romanya'nın desteğini almak için romen ordusunun işlerine de fazla karışmamıştı. diğer yandan stratejik deha sultan ikinci abdülhamid sonraki 33 yılda olduğu gibi sarayından çıkmadan savaşı kendi idare etmeye çalışıp rus ordusuna ayastefanos'ta anıt dikmişti.

vatan toprağı tehlikedeyse savaşırsın. bunun adı tunus olur, girit olur fark etmez. bugün afrin de bile savaşıyorsak bir sebebi var. o beğenmediğiniz ittihatçılar libya'yı ve makedonya'yı kaybetti ama savaşarak, hem de abdülhamid'in karmakarışık bıraktığı yetersiz ordu ve çürüttüğü donanmayla savunmaya çalıştı. kaybettiler ama en azından savaştılar. yine olmayan aklınıza laf ettiğiniz mustafa kemal de ülkenin padişahı filan değil, sadece mirliva'sıyken mondros sınırlarına yakın bir ülke bıraktı sana. emin ol arap kardeşlerin hıyanet etmeseydi oraları da katardı ülke sınırlarına. aklınca laf atıyor pezevenk, halbuki arap topraklarını saymazsak ülkenin tamamı kurtarıldı.

ülkeyi 33 yıl zor koşullarda yönetmek başarıysa, ondan çok daha zor koşullarda olan çin'i 47 yıl boyunca yöneten imparatoriçe cixi'ye ne demeli? cixi düştükten sonra 10 seneye kalmadan çin bölünmüştü, üstelik dünya savaşı'na da girmedi.

tanım: tıpkı selefi sultan abdülaziz gibi ülkeyi zor günlerde yönetmiş, modernleşmeye katkı yapmış, borç alımlarını durdurmuş olan osmanlı padişahıdır. yıldız sarayı'ndan çıkmamış, ülkeyi yönetecek bir kadro ortaya çıkarmaktan korkmuş, ülkesini bayındır hale getirememiştir. kurduğu hamidiye alayları çok ciddi problemlere gebe olmuştur. allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.