bugün

hayat anladigin kadar

hayat genellikle anladığını sandığın kadardır. yani aslında bir yanılsamadır. bir gün ilk düşüncende yanıldığını anlar ve yeni bir anlam yüklersin ki, bu yeni bir yanılsamadır. hayat canlıdır, sabit durmaz bir organizma gibi değişir durur. sense hep yeni aldatmacalarla kendini oyalar durursun başka türlü mutluluk olabilir mi?

6 yaşındayken oğlumun söylediği gibi 'bir gün öleceğini bilerek yaşamak ne kadar acı' eğer hayata böyle bir gözle bakıyor olsak yaşamak nedir ki? bu kadar çirkinliğin, yalan sevgilerin, hırsızların katillerin içinde yaşayarak, onlarla tokalaşarak, onlarla sevişerek ve hatta onları severek, hepsi bir yana dünyaya hakim binlerce çirkinliğe rağmen mutluymuşu oynayarak ve hatta hatta buna inanarak yaşamak mümkün olur mu?
hayat kendimize söylediğimiz en büyük yalan belkide. bu kadar çirkinliğin içinde bir çiçeği koklayarak mutlu olmak başka türlü mümkün olur mu?

bu kadar sahte sevginin içinde hala sevgiyi aramak mümkün olur mu başka türlü, tüm kandırılmışlığına rağmen hala inanmaya devam etmekteki bu ısrarın başka bir sebebi olur mu? böyle olmasa 'yine de hayat güzel' deme cesaretinin başka açıklaması var mı?