bugün

sözlük yazarlarının otobiyografileri

97 yılında, karların erimeye çalıştığı bir nisan günü açtım gözlerimi, bu karanlık, puslu, vahşi dünyaya.

ilk çocuk ve ilk torun olmanın da katkısıyla, el bebek gül bebek büyüdüm. Bir dediğim iki olmadı.

Tatlı, şirin, esmer bir oğlandım. Yani eski fotoğraflarımdan gördüğüm kadarıyla öyle galiba.

Annem modern bir insandı. Beni kibar birisi olarak yetiştirmek için çabaladı hep. Ben de ondan öğrendiğim bu çabayı sürdürmeye devam ediyorum. Beyefendi olmak için çabalıyorum hep.

Ortaokul ve lise çağlarım maalesef iğrenç insanlar içinde geçti.

Gün geçtikçe, beni bu hayatta kimsenin anlayamayacağını fark ettim.

Odama yanaştım. Duvarlarımı, kitaplarımı, notaları, sonbaharı, yağmuru, kışı, karı arkadaş edindim.

Bir sır oldum. Kendim bile çözemedim bu sırrı. Kalbim terk edilmiş bir şehir gibi ürkütücü bir yer oldu çıktı zamanla.

Çok ağladım, çok güldüm. Hâlâ çocuğum ve hâlâ büyüyorum. Tek fark şu, artık birisinin bacağına yapışıp ağlama beklentisi içinde değilim. Kalbimdeki fırtınanın dindiği nadir anlarda gülümsüyorum sadece. işte hayat, o anların gelişini hayal etmektir. Hayat gerçekleşmeyecek bir hayaldir.