bugün

üçüncü dünya ülkelerindeki eğitim hakkı anlayışı

tanım: sömürülen, gelişmekte olan ülke diye avutulan ülkelerde, bir türlü yoluna girmeyen eğitim düzeninden doğan mantık.

bu tür ülkelerde -dandik de olsa- eğitimden sorumlu bir makam vardır.
ancak şöyle bir şey vardır ki, buna imkansızlık denirmiş böyle yerlerde.
üniversite yapılması gereklidir, "imkan yok"tur,
her vatandaşının doğru düzgün eğitim görmesi gerekir, "imkan yok" tur...
(bkz: böyle gider bu)
böyle bahanelerle yıllar geçer bu ülkelerde.

eğitim hakkından bahsedip fırsat buldukça anıran "yetkili"lerine sahip olan böyle yerlerde yüksek eğitim görmesi gerekenler, sınava tâbi tutulur.
mesela, üniversiteler potansiyel genç nüfusu eğitmekte yetersizdir.
dolayısıyla genç insanlar, üniversiteye girmek için bu sınavda yeteri düzeyde puan almak zorundadır.
bu genç insanların yeteri düzeyde puan alması için, ömrünün en az bir yılını ders çalışarak geçirmesi gerekir.
böyle memleketlerin "yetkili" leri, zamanında gençlik yaşamadıkları için bir gencin yıllarını kıytırık bir üniversite için harcamasında bir mahsur görmezler.
maldır bu "yetkili"ler zaten.
ara sıra ortalığa çıkıp, bahsi geçen sınavlar için "kolay olacak" derler ve böylelikle sorumluluktan kurtulduklarını sanırlar.
üniversite örneğinden yola çıkarak bu hak anlayışı sorgulandığında ise aslında ne eğitimin ne de eğitim hakkının olmadığı ortaya çıkar.
lan madem eğitim haktır, neden üniversiteye sınavla alıyorsunuz insanları?
sorusunun cevabı dipsiz kuyulardadır bu ülkelerde.
böyle *zihniyetli "yetkili"lerden dolayı, böyle ülkelerde üniversiteler, ekmek kapısı olarak görülür.
velhasıl, salakça bir anlayıştır bu anlayış. bu anlayışın içeriğinde üniversitelerin eğitim ortamı değil, ekmek kapısı olduğu düşüncesi bulunur.
zaten böyle ülkelerde üniversiteler de boktandır, bir halta yaramaz.

(bkz: saykoya bağlamak)