bugün
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri13
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi10
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil14
- türklerin çok kolay devlet kurması11
- karadeniz bölgesinde yaşamak12
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım17
- anın görüntüsü16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı11
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı9
- nişanlı kalmanın saçma olması11
- larisalisa'nın parayla şukulatması9
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- icardi190511
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho29
- en dindar özelliğiniz12
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- doğum gününde hatırlanmamak11
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git12
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
başlığı gördükten sonra, nasıl bir insanın etrafındaki diğer canlı türlerine karşı bu kadar acımasız olabileceğini idrak etmeye, anlamaya çalıştım. bu sebeple, google'a ciddi ciddi 'neden insanlar hayvanlara şiddet uygularlar' diye yazdım.
karşıma bir uzmanın, şu şekilde bir yorumu çıktı: " ...(hayvanlara uygulanan şiddetin temeli) bu dünyadaki en değerli varlığın insan olduğuna ve geri kalan her şeyin onun faydası için dünyada bulunduğunu savunan ve antroposentrizm şeklinde tanımlanan görüşe olan inancımızdır".
bilmiyorum ama bu tanım sadece insan-hayvan ilişkileri olarak değil de, sanki hayatımızın tümü için geçerli bir durum gibi geliyor bana. gereğinden çok fazla ben merkezci insanlar olduğumuzu hissediyorum. sanki her alanda (iş, okul, akrabalık ilişkileri vs.) etrafımızdaki diğer kimseleri ya potansiyel rakiplerimiz, ya da belli amaçlara ulaşabilmek için basamak olarak kullanabileceğimiz kişiler olarak görüyoruz. sanki artık bir şeyin 'varlıksal değerinin' olup-olmaması, 'sadece' bize ne kadar 'fayda' sağlayıp-sağlamadığı ile alakalı ki ötesinde bir yaşayışı idrak bile edemeyiz sanırım artık. kısacası, hepimiz kendimizden daha önemli bir ideal için mücadele etmeyi bırakan (ki bunu yapanlar da zaten bambaşka problemlere neden oluyor), egoistlere dönmüş durumdayız.
bu sebeple, eğer bir şeyin bize 'maddi' anlamda bir fayda getirmeyeceğini düşünüyorsak, o şeye (şekli ne olursa olsun) nasıl davrandığımızın ya da başına ne geldiğinin hiçbir önemi yok bizim için. (örnekler vicdansızlık anlamında birbirinin aynısıdır demiyorum kesinlikle ama) bu vurdumduymazlık kendini; bazen masum bir kediye acımasızca işkence edilmesinde, bazen sokakta dayak yiyen bir kadın gördüğümüzde kulaklığımızı takıp, hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etmemizde ya da bizimle direk olarak bağlantılı olmadığı müddetçe, herhangi bir haksızlığa ses çıkarma ihtiyacı bile hissetmememizde kendini gösteriyor.
sonuç olarak; ya çevresi ile bağlantısı kopmuş robotumsu yaratıklara dönüşüyoruz. ya da bu ben merkezcilik içimizdeki vicdansızlık duygusu ile de birleşerek, bizi kedilere işkence yapan cani yaratıklara dönüştürüyor. her ne şekilde olursa olsun, bence hepimizin sağlam bir ruhsal tedaviye ihtiyacı var. toplum olarak (eğer şayet hala vakit varsa) hepimiz potansiyel psikopatlara dönmeden önce, bunun acilen yapılması gerekiyor. artık nasıl ya da ne şekilde olur bu onu bilmiyorum.
karşıma bir uzmanın, şu şekilde bir yorumu çıktı: " ...(hayvanlara uygulanan şiddetin temeli) bu dünyadaki en değerli varlığın insan olduğuna ve geri kalan her şeyin onun faydası için dünyada bulunduğunu savunan ve antroposentrizm şeklinde tanımlanan görüşe olan inancımızdır".
bilmiyorum ama bu tanım sadece insan-hayvan ilişkileri olarak değil de, sanki hayatımızın tümü için geçerli bir durum gibi geliyor bana. gereğinden çok fazla ben merkezci insanlar olduğumuzu hissediyorum. sanki her alanda (iş, okul, akrabalık ilişkileri vs.) etrafımızdaki diğer kimseleri ya potansiyel rakiplerimiz, ya da belli amaçlara ulaşabilmek için basamak olarak kullanabileceğimiz kişiler olarak görüyoruz. sanki artık bir şeyin 'varlıksal değerinin' olup-olmaması, 'sadece' bize ne kadar 'fayda' sağlayıp-sağlamadığı ile alakalı ki ötesinde bir yaşayışı idrak bile edemeyiz sanırım artık. kısacası, hepimiz kendimizden daha önemli bir ideal için mücadele etmeyi bırakan (ki bunu yapanlar da zaten bambaşka problemlere neden oluyor), egoistlere dönmüş durumdayız.
bu sebeple, eğer bir şeyin bize 'maddi' anlamda bir fayda getirmeyeceğini düşünüyorsak, o şeye (şekli ne olursa olsun) nasıl davrandığımızın ya da başına ne geldiğinin hiçbir önemi yok bizim için. (örnekler vicdansızlık anlamında birbirinin aynısıdır demiyorum kesinlikle ama) bu vurdumduymazlık kendini; bazen masum bir kediye acımasızca işkence edilmesinde, bazen sokakta dayak yiyen bir kadın gördüğümüzde kulaklığımızı takıp, hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etmemizde ya da bizimle direk olarak bağlantılı olmadığı müddetçe, herhangi bir haksızlığa ses çıkarma ihtiyacı bile hissetmememizde kendini gösteriyor.
sonuç olarak; ya çevresi ile bağlantısı kopmuş robotumsu yaratıklara dönüşüyoruz. ya da bu ben merkezcilik içimizdeki vicdansızlık duygusu ile de birleşerek, bizi kedilere işkence yapan cani yaratıklara dönüştürüyor. her ne şekilde olursa olsun, bence hepimizin sağlam bir ruhsal tedaviye ihtiyacı var. toplum olarak (eğer şayet hala vakit varsa) hepimiz potansiyel psikopatlara dönmeden önce, bunun acilen yapılması gerekiyor. artık nasıl ya da ne şekilde olur bu onu bilmiyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar