bugün

gezi parkı direnişi

yanılmıyorsam eylemler 31 mayıs akşamı şiddetlenmişti. millet sokaklara çıkıyor, millet evlerinden çanaklara çömleklere vurarak protesto ediyorlardı devleti. ben de tabii twitter'dan, facebook'tan olayların nabzını yokluyordum. saatler gece yarısını vurdu. benim bir tane komünist arkadaşım var, face'den yazdı: espark'ın orada herkes dışarıda, polis biber gazı falan sıkıyormuş biz de gidem mi? diye. ben de tabii içim içime sığmıyor merak ediyorum o ortamı gidelim dedim. mahallede buluştuk. yürüye yürüye espark'ın yolunu tuttuk. bu biraz fevridir amk, ne yapacağı belli olmaz kaldırım taşlarını falan söker diye bunu gidene kadar tembihledim, sadece slogan at başka bir sikim yapma diye. bir de ara sokaklardan gidiyoruz sivil polisler vardır diye. espark'ın oralara yaklaşınca sesler duyulmaya başladı zaten. bu coştu tabi. vardığımızda da bir baktım bizim ki atletini yırtıp yüzünü onunla sarmış, kaldırım taşlarını sökmeye başlamış. tam buna hay senin ben amına koyayım demeye kalmadan biber gazı kapsülü düştü yanı başıma. biber gazı ciğerlerime falan doldu ölüyorum sandım. kuytu bir yere çekilip soluklandım kendime gelmeye çalıştım. o gazdan artık nasıl kör olduysam, polislerin bulunduğu yerin hemen önündeki tramvay durağına pısmışım amk. farketmiyorum tabii ben. omzuma sertçe bir el dokunda. bizimki sandım bunu "len oğlum dur sikicem çarkını geberiyorum" dedim. kaskı görünce jeton düştü benim. "kalk kalk kalk ayağa deyip arabaya aldılar beni. nasıl nam salmışsam, saat 5 gibi 170 kişiyi yakalamışlar emniyete getirdiler. 18 saat emniyetin avlusunda gözetim altında durduk. sonra da salındık. utancımdan da katılmadım bir daha eylemlere.