bugün

gürcistan

kimi sağdan kimi soldan direksiyonlu ikinci el araçların caddelerde lastik yaktıkları, biranın damacanayla satıldığı kuzeydoğu komşumuz. sovyetler birliği döneminde yapılmış solmuş sıvalarıyla nostaljik sosyal konutlar, gösterişli kamu binaları, kiliseler göze çarpıyor ülkede. karayoluyla seyahatlerde sarp sınır kapısından sonra yeşilin kaybolmadığı farkediliyor, halka açık batum sahili temiz. benzin ucuz, fakirlik ise iç kesimlere ilerledikçe bojromi, gori (stalin'in doğduğu ev bu kentte) ve nihayetinde tiflis'te elle dokunulacak hale geliyor, türkiye'de yüzüne bakmadığımız tezgahlarda elma, domates burada numunelik sergileniyor. bir garson kadının günlük yevmiyesi vicdansızlık seviyesinde. diğer eski sosyalist cumhuriyetlerdeki gibi otobüsler, trenler soğuk savaş filmlerinden fırlamışlar. önceleri büyük bir endüstriyi besleyen fabrikalar viraneye dönmüşler, gürcistan devleti bunları ayağa kaldırmayıp kumarhane, petrol, doğal gaz hatlarından elde edebileceği gelirlere bel bağlamış görünüyor. hesaplarını bilen, beklentileri düşük ziyaretçi türk vatandaşları sıradışı olmadıkça vize, pasaport sorunlarına takılmadan iyi vakit geçirebilirler gürcistan'da. buradan çıkmak girmekten zor olmadığından ucuz ukrayna votkaları, viski ve hatta türk rakısı çantalarda geri getirilebilir.